Kliniğimizde Ücretsiz Ön Muayene!
Haftaiçi 08:00 – 20:00
Bize Ulaşın – 05421127087
Kliniğimizde Ücretsiz Ön Muayene!
Haftaiçi 08:00 – 20:00
Bize Ulaşın – 05421127087
Estetik merkezimizde, cildinizin ve vücudunuzun doğal ışıltısını ortaya çıkarmak için yenilikçi teknolojilerle desteklenen kişiselleştirilmiş bakım hizmetleri sunuyoruz.








Sunduğumuz hizmetler, tedavi süreçleri ve işlemler hakkında en çok merak edilen konulara yanıt bulabilirsiniz.
Rinoplasti, burunun estetik veya fonksiyonel nedenlerle yeniden şekillendirilmesini sağlayan cerrahi bir prosedürdür. Burun estetiği olarak da bilinen bu işlem, burun yapısını kişinin yüz hatlarıyla daha uyumlu hale getirmek veya solunum sorunlarını düzeltmek amacıyla yapılır. Hem estetik kaygılar hem de sağlık problemleri için tercih edilen rinoplasti, kişinin yüz görünümünü ve yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.
Rinoplasti, genellikle şu durumlarda tercih edilir:
Rinoplasti, hem kadınlar hem de erkekler için uygun bir cerrahi prosedürdür. İşlem öncesinde doktor, kişinin burun yapısını ve estetik beklentilerini değerlendirerek bireysel bir tedavi planı oluşturur.
Rinoplasti, genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir ve yaklaşık 1-3 saat sürer. İki temel teknik kullanılır:
Cerrah, burun kemiklerini ve kıkırdak yapıyı yeniden şekillendirir, gerekirse fazlalıkları alır veya eksiklikleri doldurur. İşlem, kişinin yüz yapısıyla uyumlu, estetik bir burun oluşturmayı hedefler.
Rinoplasti sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişir. İlk hafta içinde burun üzerine yerleştirilen alçı veya atel çıkarılır. Şişlik ve morluklar genellikle 10-14 gün içinde azalır. Tam sonuçların ortaya çıkması ise birkaç ay ila bir yıl sürebilir.
İyileşme sürecinde dikkat edilmesi gerekenler:
Rinoplasti, kişinin estetik beklentilerini karşılamanın yanı sıra solunum problemlerini çözerek yaşam kalitesini artırır. Doğru planlama ve uzman bir cerrah tarafından gerçekleştirilen bir rinoplasti işlemi, yüz görünümünde doğal ve dengeli bir değişim sunar.
Revizyon rinoplasti, daha önce burun estetiği (rinoplasti) ameliyatı geçirmiş ancak estetik veya fonksiyonel sonuçlardan memnun kalmayan kişiler için yapılan düzeltici bir cerrahidir. İlk ameliyatın sonucunda ortaya çıkan estetik sorunları düzeltmek veya solunum problemlerini çözmek için uygulanır. Bu işlem, estetik ve fonksiyonel beklentileri karşılamak amacıyla burnu yeniden şekillendirme şansı sunar.
Revizyon rinoplasti, ilk rinoplastiden daha karmaşık olabilir çünkü burun dokusu ve anatomisi önceki ameliyat nedeniyle değişmiş olabilir. Bu nedenle işlem, detaylı planlama ve uzmanlık gerektirir.
Revizyon rinoplasti, şu durumları yaşayan bireyler için uygundur:
İlk ameliyattan sonra tam iyileşmenin gerçekleşmesi için genellikle 1 yıl beklenmesi önerilir. Bu süre içinde burundaki şişlikler iner ve dokular nihai şeklini alır.
Revizyon rinoplasti, açık veya kapalı tekniklerle yapılabilir. Cerrahın seçimi, burnun mevcut durumu ve düzeltilecek sorunların kapsamına bağlıdır:
Cerrah, burundaki sorunları düzeltmek için kıkırdak ve kemik yapılarını yeniden şekillendirir. Gerekirse kaburga kıkırdağı veya kulak kıkırdağı gibi başka bölgelerden doku alınabilir. İşlem genellikle 2-4 saat sürer.
Revizyon rinoplasti sonrası iyileşme süreci, ilk rinoplastiye benzer ancak daha uzun sürebilir.
İyileşme sürecinde dikkat edilmesi gerekenler:
Revizyon rinoplasti, hem estetik hem de fonksiyonel beklentileri karşılamak için tasarlanmış bir cerrahidir. İlk ameliyatın getirdiği hayal kırıklıklarını gidermek ve burnunuzu yüz hatlarınıza uyumlu hale getirmek için bu işlem güvenilir bir seçenektir.
Septoplasti, burun içinde bulunan ve solunum yolunu ikiye ayıran nazal septumun eğriliğini düzeltmek için yapılan cerrahi bir işlemdir. Nazal septum, kıkırdak ve kemikten oluşan bir yapıdır. Doğumsal nedenler, travmalar veya zamanla gelişen yapısal bozukluklar nedeniyle eğrilik (septum deviasyonu) oluşabilir. Bu durum, nefes almayı zorlaştırabilir ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Septoplasti, septum deviasyonunu düzelterek burun tıkanıklığını giderir ve daha rahat nefes almayı sağlar. Bu ameliyat genellikle fonksiyonel bir işlem olup, estetik bir değişiklik yapılmaz. Ancak bazı durumlarda rinoplasti ile birlikte de uygulanabilir.
Septoplasti, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygun bir çözümdür:
Burun tıkanıklığı, kişinin günlük yaşamını etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Septoplasti, bu sorunu çözerek yaşam kalitesini artırır.
Septoplasti, genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilen bir cerrahi işlemdir. İşlem sırasında cerrah:
Ameliyat süresi genellikle 30-90 dakika arasında değişir. Cerrahi kesiler burun içinde yapıldığı için dışarıdan herhangi bir iz kalmaz.
Septoplasti sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir. Tam iyileşme genellikle birkaç hafta sürer.
Septoplasti, burun tıkanıklığının neden olduğu sağlık sorunlarını etkili bir şekilde çözmek için ideal bir yöntemdir. Daha rahat nefes almak, uyku kalitesini artırmak ve günlük yaşamda daha enerjik hissetmek için bu cerrahi işlem güvenilir bir seçenektir.
Tonsil ameliyatı, bademciklerin (tonsillerin) cerrahi yöntemle çıkarılması işlemidir. Bademcikler, bağışıklık sisteminin bir parçası olarak boğazın her iki yanında bulunan lenfoid dokulardır. Ancak sık sık enfekte olduklarında veya ciddi solunum problemlerine yol açtıklarında, ameliyatla alınmaları gerekebilir. Bu prosedür tıbbi literatürde tonsillektomi olarak adlandırılır.
Tonsil ameliyatı genellikle kronik bademcik enfeksiyonları, uyku apnesi, bademcik büyümesi veya diğer sağlık problemleri nedeniyle yapılır. Ameliyat, hem çocuklar hem de yetişkinler için güvenli ve etkili bir çözüm sunar.
Tonsil ameliyatı, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygun bir tedavi seçeneğidir:
Tonsil ameliyatı, bu belirtilerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediği durumlarda tercih edilir.
Tonsil ameliyatı, genellikle genel anestezi altında yapılır ve işlem süresi yaklaşık 30-60 dakika sürer. Cerrah, bademcikleri cerrahi aletler veya lazer gibi modern teknikler kullanarak çıkarır.
Ameliyat yöntemleri:
Ameliyat sırasında ağız içinden çalışıldığı için dışarıda herhangi bir iz oluşmaz.
Tonsil ameliyatı sonrası iyileşme süreci genellikle 1-2 hafta sürer. Bu süreçte hastanın dikkat etmesi gerekenler:
Tonsil ameliyatı, sık tekrarlayan enfeksiyonlar ve solunum problemleriyle mücadele eden bireyler için etkili bir tedavi yöntemidir. Doğru zamanda yapılan bir tonsil ameliyatı, kişinin genel sağlık durumunu iyileştirerek yaşam kalitesini artırır.
Eğer siz de sık sık bademcik enfeksiyonu yaşıyor, horlama veya yutma zorluklarıyla karşılaşıyorsanız, tonsil ameliyatı sizin için uygun bir çözüm olabilir. Uzman bir doktorla yapacağınız detaylı bir değerlendirme sonrası tedavi planınızı güvenle oluşturabilirsiniz
Geniz eti (adenoid), burun ile boğazın birleştiği bölgede bulunan lenfatik bir dokudur. Çocukluk döneminde bağışıklık sisteminin bir parçası olarak enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ancak bazı durumlarda geniz eti büyüyerek nefes alma, yutkunma ve konuşma sorunlarına yol açabilir. Geniz eti büyümesi, genellikle sık enfeksiyonlar veya alerjiler sonucunda oluşur ve zamanla kendiliğinden küçülebilir. Ancak ciddi semptomlara neden olduğunda cerrahi müdahale gerekebilir.
Adenoidektomi, yani geniz eti ameliyatı, büyüyen geniz etinin cerrahi yöntemle çıkarılması işlemidir. Bu ameliyat, çocuğun genel sağlığını ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler.
Geniz eti ameliyatı, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu belirtiler, çocuğun gelişimini ve günlük yaşamını olumsuz etkilediğinde geniz eti ameliyatı önerilir.
Geniz eti ameliyatı, genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilen kısa bir cerrahi işlemdir.
Cerrah, geniz etini dikkatlice çıkarır ve gerektiğinde kanamayı kontrol etmek için özel cihazlar kullanır. Çoğu hasta ameliyat günü evine dönebilir.
Geniz eti ameliyatından sonra iyileşme süreci genellikle hızlı ve sorunsuzdur.
Geniz eti büyümesi, özellikle çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ameliyat, bu sorunların etkili bir şekilde çözülmesini sağlar ve çocuğun normal gelişimine destek olur. Doğru zamanda yapılan bir geniz eti ameliyatı, hem sağlık hem de yaşam kalitesini olumlu yönde etkiler.
Kulak tüpü, tıbbi olarak ventilasyon tüpü olarak bilinen ve orta kulak sorunlarını tedavi etmek için kulak zarına yerleştirilen küçük bir cihazdır. Bu tüp, orta kulaktaki sıvı birikimini engeller ve kulak zarı ile dış ortam arasında hava geçişi sağlar. Özellikle çocuklarda sık görülen kulak enfeksiyonları ve işitme kaybı gibi sorunlarda etkili bir tedavi yöntemidir.
Kulak tüpü yerleştirilmesi genellikle tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları (otitis media) veya kulakta sıvı birikimi (efüzyon) nedeniyle yapılır. İşlem, hem enfeksiyonların sıklığını azaltır hem de işitme fonksiyonunu iyileştirir.
Kulak tüpü takılması, aşağıdaki durumları yaşayan çocuklar ve yetişkinler için uygun bir tedavi seçeneğidir:
Bu işlem genellikle çocuklarda daha sık uygulanır çünkü çocukların östaki tüpleri, yetişkinlere kıyasla daha kısa ve yataydır; bu da sıvı birikimine daha yatkın olmalarına neden olur.
Kulak tüpü yerleştirme işlemi, miringotomi adı verilen basit bir cerrahi prosedürle yapılır.
İşlem genellikle 15-20 dakika sürer ve hasta aynı gün evine dönebilir.
Kulak tüpü ameliyatı sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır. Ancak aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:
Kulak tüpleri genellikle 6 ay ila 1 yıl arasında kulakta kalır. Kulak zarına yerleştirilen tüp, zamanla kendiliğinden düşebilir. Ancak bazı durumlarda tüp çıkarılmadan önce doktor müdahalesi gerekebilir.
Kulak tüpü yerleştirme, hem çocuklar hem de yetişkinler için orta kulak sorunlarına karşı etkili bir tedavi yöntemidir. Bu işlem, işitme kaybını önler, enfeksiyon sıklığını azaltır ve yaşam kalitesini artırır.
Otoplasti, halk arasında kepçe kulak ameliyatı olarak bilinen, kulakların estetik açıdan düzeltilmesi için yapılan cerrahi bir işlemdir. Bu ameliyat, kulağın başa yakın bir pozisyona çekilmesini veya kulak yapısındaki şekil bozukluklarının düzeltilmesini sağlar. Kepçe kulak, kulakların normalden daha fazla öne doğru çıkık olması durumudur ve özellikle çocukluk döneminde özgüven sorunlarına yol açabilir. Otoplasti, estetik kaygıları gidermenin yanı sıra kişinin kendine olan güvenini artırır.
Otoplasti, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Otoplasti, genellikle 5 yaşından itibaren yapılabilir. Bu yaşta kulak gelişiminin büyük bir kısmı tamamlandığı için ameliyat sonuçları kalıcıdır. Hem çocuklar hem de yetişkinler için güvenli bir prosedürdür.
Kepçe kulak ameliyatı genellikle lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilir. İşlem süresi yaklaşık 1-2 saat arasında değişir. Cerrahın tercihine ve hastanın ihtiyaçlarına göre farklı teknikler kullanılabilir:
Ameliyat sırasında yapılan kesiler genellikle kulağın arkasında gizlendiği için dışarıdan görülebilir bir iz kalmaz.
Otoplasti sonrası iyileşme süreci genellikle hızlı ve sorunsuzdur.
Kepçe kulak, birçok kişi için estetik kaygıların başında gelir. Otoplasti, bu kaygıları geride bırakmanın güvenilir ve etkili bir yoludur. Ameliyat sonrası doğal ve estetik bir görünüm elde edilir, bu da kişinin kendine olan güvenini artırır.
Kulak zarı ameliyatı, tıbbi adıyla timpanoplasti, hasar görmüş veya delinmiş kulak zarını onarmak için yapılan cerrahi bir işlemdir. Kulak zarı, orta kulağı dış ortamdan ayıran ince bir dokudur ve hem işitme hem de kulak enfeksiyonlarına karşı koruma görevini üstlenir. Travma, kronik enfeksiyonlar veya farklı nedenlerle zarar gören kulak zarı, işitme kaybına ve tekrarlayan kulak enfeksiyonlarına yol açabilir. Timpanoplasti, bu sorunları düzeltmeyi amaçlar.
Bu ameliyat, kulak zarındaki deliği onararak işitme yeteneğini iyileştirir ve orta kulağı enfeksiyonlardan korur.
Kulak zarı ameliyatı, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Çocuklar ve yetişkinlerde güvenle uygulanabilen bu ameliyat, özellikle işitme kaybı ve enfeksiyon riskini azaltarak yaşam kalitesini artırır.
Timpanoplasti ameliyatı genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir ve şu adımları içerir:
Ameliyat süresi genellikle 1-2 saat arasında değişir. Daha karmaşık vakalarda ek işlemler gerekebilir.
Ameliyat sonrası iyileşme süreci genellikle birkaç hafta sürer. Bu süreçte:
Düzenli kontroller, ameliyat sonrası süreçte büyük önem taşır.
Kulak zarı hasarı, yalnızca işitme kaybına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda enfeksiyonlar nedeniyle yaşam kalitesini de düşürür. Timpanoplasti, bu sorunları etkili bir şekilde çözerek kulak sağlığını iyileştirir.
Ben alımı, ciltte bulunan ve farklı boyutlarda, şekillerde veya renklerde olan benlerin sağlık veya estetik nedenlerle çıkarılmasını ifade eder. Benler genellikle zararsızdır, ancak bazı durumlarda kanser riski taşıyabilir veya estetik kaygılara yol açabilir. Bu işlem, hem tıbbi hem de kozmetik amaçlarla yapılabilen bir prosedürdür ve genellikle kısa sürede tamamlanır.
Cildinizdeki benler, zamanla boyut değiştirebilir, renk farklılıkları gösterebilir veya tahriş olabilir. Ben alımı, bu gibi durumlarda hem estetik hem de sağlık açısından önemli bir çözüm sunar.
Ben alımı, aşağıdaki durumlarda tercih edilebilir:
Bir dermatolog veya plastik cerrah, benlerinizi detaylı bir şekilde inceleyerek alım işleminin gerekli olup olmadığına karar verir.
Ben alımı, genellikle aşağıdaki yöntemlerden biriyle yapılır:
Seçilen yöntem, benin yapısına, boyutuna ve bulunduğu bölgeye göre belirlenir. İşlem genellikle lokal anestezi altında yapılır ve ağrısızdır.
Ben alımı sonrası iyileşme süreci, uygulanan yönteme bağlı olarak değişiklik gösterebilir:
Doktorun önerdiği bakım talimatlarına uymak, iyileşme sürecini hızlandırır ve iz oluşumunu en aza indirir.
Ben alımı, hem sağlık hem de estetik açıdan önemli bir uygulamadır. Şüpheli veya estetik kaygı yaratan benlerden kurtulmak için güvenilir bir yöntemdir. Uzman bir doktorun yapacağı detaylı bir değerlendirme sonrası, cilt sağlığınızı koruyarak ben alım işlemini güvenle yaptırabilirsiniz.
Dil bağı, tıbbi adıyla ankyloglossia, dilin alt kısmını ağız tabanına bağlayan dokunun (frenulum) normalden kısa, kalın veya sıkı olması durumudur. Bu durum, dil hareketlerini kısıtlayarak konuşma, yutma ve emme gibi günlük fonksiyonlarda zorluklara yol açabilir. Dil bağı genellikle doğuştan gelir ve bebeklik döneminde fark edilebilir, ancak bazı durumlarda daha ileriki yaşlarda belirtiler gösterebilir.
Dil bağı tedavisi, kişinin günlük yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen etkili bir yöntemdir.
Dil bağı, aşağıdaki durumlara yol açıyorsa tedavi gerektirebilir:
Tedavi, dil bağı nedeniyle günlük yaşamı etkileyen bu durumları düzeltmeyi amaçlar.
Dil bağı tedavisi genellikle cerrahi müdahaleyle gerçekleştirilir ve iki farklı yöntem kullanılabilir:
Her iki yöntem de güvenlidir ve genellikle işlem sonrası iyileşme hızlıdır.
Dil bağı tedavisi sonrası iyileşme süreci hastanın yaşına ve yapılan işlemin türüne bağlıdır.
Bebeklerde işlem sonrası emme sorunları genellikle hemen düzelir. Çocuklar ve yetişkinlerde ise konuşma ve dil hareketleri zamanla normale döner.
Dil bağı, konuşma ve yutma gibi temel fonksiyonları etkileyerek yaşam kalitesini düşürebilir. Erken teşhis ve uygun bir tedavi ile bu sorun etkili bir şekilde çözülebilir. Tedavi sonrası dil hareketleri serbestleşir, bu da kişinin daha rahat konuşmasını, yemesini ve sosyal yaşamda özgüvenle hareket etmesini sağlar.
Göz kapağı ameliyatı, tıbbi adıyla blefaroplasti, üst ve alt göz kapaklarında biriken fazla deri, kas veya yağ dokusunun cerrahi olarak alınmasını içeren bir estetik operasyondur. Bu işlem, yaşlanma belirtilerini azaltarak daha genç ve dinamik bir yüz ifadesi kazandırır. Ayrıca görme alanını daraltan fazla dokuların giderilmesiyle fonksiyonel faydalar da sağlar.
Göz çevresi, yüzün yaşlanma belirtilerinin en hızlı görüldüğü bölgesidir. Göz kapağı ameliyatı, bu bölgede oluşan yorgun ve düşmüş görünümü düzeltirken, kişinin genel yüz ifadesine tazelik kazandırır.
Blefaroplasti genellikle şu durumlarda tercih edilir:
Ameliyat, hem kadınlar hem de erkekler için uygundur ve genellikle 35 yaş üstü bireylerde uygulanır. Ancak genetik faktörler nedeniyle daha erken yaşta ihtiyaç duyanlar için de güvenle yapılabilir.
Göz kapağı ameliyatı, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir. İşlem, üst ve alt göz kapaklarına yönelik farklı tekniklerle yapılabilir:
Ameliyat süresi genellikle 1-2 saat sürer ve aynı gün taburcu olunabilir.
Blefaroplasti sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır.
Doktorun önerdiği göz damlası ve kremler, iyileşme sürecini hızlandırır ve komplikasyon riskini azaltır.
Göz kapağı ameliyatı, yaşlanma belirtilerini gideren ve yorgun bakışları genç bir ifadeye dönüştüren etkili bir cerrahi yöntemdir. Hem estetik hem de fonksiyonel faydalar sunan bu işlem, uzman bir cerrah tarafından uygulandığında memnuniyet verici sonuçlar sağlar.
Botoks, botulinum toksin maddesinin kontrollü bir şekilde cilt altındaki kaslara enjekte edilmesiyle yapılan bir estetik ve medikal uygulamadır. Kasların hareketlerini geçici olarak sınırlandırarak kırışıklıkları azaltır ve ciltte daha pürüzsüz bir görünüm sağlar. Botoks, yalnızca estetik amaçlarla değil, aynı zamanda migren, aşırı terleme, diş sıkma ve çene gerginliği gibi medikal sorunların tedavisinde de kullanılır.
Doğal sonuçları ve cerrahi müdahale gerektirmemesi nedeniyle botoks, estetik dünyasında en çok tercih edilen yöntemlerden biridir.
Botoks, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Botoks, genellikle 18 yaş üzeri bireylerde uygulanır ve hem kadınlar hem de erkekler için uygun bir yöntemdir.
Botoks uygulaması, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir:
Botoks, kırışıklıkların görünümünü azaltırken kasların tamamen hareketsiz kalmasını sağlamaz. Bu sayede doğal bir sonuç elde edilir.
Botoks sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Botoksun etkisi genellikle 4-6 ay sürer ve etkiler azaldığında uygulama tekrarlanabilir.
Botoks, ciltteki kırışıklıkları azaltarak daha genç ve dinamik bir görünüm kazandıran etkili bir tedavi yöntemidir. Hem estetik hem de medikal sorunların çözümünde başarılı sonuçlar sunar.
Masseter botoks, çenenin yan tarafında bulunan masseter kasına botulinum toksininin enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu kas, çiğneme işlevinden sorumludur ancak bazı durumlarda aşırı çalışarak çene hattında genişleme, yüz hatlarında kareleşme ve diş gıcırdatma (bruksizm) gibi sorunlara yol açabilir. Masseter botoks, bu kasın gücünü azaltarak daha ince ve oval bir yüz şekli oluşturmayı amaçlar.
Ayrıca, diş sıkma ve gıcırdatma gibi fonksiyonel sorunları hafifletir ve çene eklemine binen baskıyı azaltır.
Masseter botoks, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, hem kadınlar hem de erkekler için güvenli bir şekilde uygulanabilir.
Masseter botoks, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir ve şu adımları içerir:
Botoks, kasın gücünü azaltır ancak tamamen hareketsiz bırakmaz. Bu sayede çiğneme işlevi korunur.
Masseter botoks sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Etkiler genellikle 4-6 ay boyunca devam eder ve gerekirse işlem tekrarlanabilir.
Masseter botoks, hem estetik hem de fonksiyonel faydalar sunan etkili bir tedavi yöntemidir. Bu işlem, yüz hatlarınızı daha zarif bir görünüme kavuştururken diş sıkma ve çene gerginliği gibi sorunlarınızı hafifletir.
Migren botoksu, kronik migren ağrılarının tedavisinde kullanılan, FDA onaylı bir yöntemdir. Botulinum toksin, migren ataklarını tetikleyen sinir uçlarını ve kasları gevşeterek ağrıların sıklığını ve şiddetini azaltır. Bu yöntem, özellikle ayda 15 günden fazla migren atağı yaşayan bireyler için etkili bir çözüm sunar.
Botoks, yalnızca estetik amaçlarla değil, aynı zamanda medikal tedavilerde de kullanılabilen bir maddedir. Migren tedavisinde uygulanması, hastaların yaşam kalitesini artırarak uzun süreli rahatlama sağlar.
Migren botoksu, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, yetişkin bireyler için güvenli bir şekilde uygulanır ve düzenli tedavi gerektirir.
Migren botoksu, uzman bir doktor tarafından belirlenen noktalara küçük dozlarda botulinum toksin enjeksiyonu ile gerçekleştirilir:
Botoks, sinir sinyallerini bloke ederek migrenin tetiklediği kasların gevşemesini sağlar ve ağrı döngüsünü kırar. Tedavi genellikle 12 hafta arayla tekrarlanır.
Migren botoksu sonrası iyileşme süreci hızlıdır:
Tedavi düzenli olarak tekrarlandığında, migren ataklarının sıklığı ve şiddeti büyük ölçüde azalır.
Migren botoksu, kronik migren hastalarının ağrılarından kurtulmalarına yardımcı olan etkili ve güvenli bir yöntemdir. Düzenli tedavi ile hem migren ataklarının sayısı hem de şiddeti büyük ölçüde azalır. Eğer migren nedeniyle yaşam kaliteniz düşüyorsa, migren botoksu sizin için ideal bir çözüm olabilir.
Terleme botoksu, aşırı terleme (hiperhidroz) sorununu tedavi etmek için botulinum toksininin ter bezlerine enjekte edilmesiyle yapılan bir işlemdir. Botoks, ter bezlerini uyararak ter üretimini artıran sinir sinyallerini bloke eder. Bu sayede, vücudun belirli bölgelerinde terleme miktarı azaltılır.
Hiperhidroz, sosyal yaşamı ve kişisel konforu olumsuz etkileyen bir durumdur. Terleme botoksu, özellikle koltuk altı, avuç içi, ayak tabanı gibi terleme problemi yaşanan bölgelerde hızlı ve etkili sonuçlar sağlar.
Terleme botoksu, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, hem kadınlar hem de erkekler için güvenli bir şekilde uygulanabilir.
Terleme botoksu, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir:
İşlem süresi genellikle 20-30 dakika sürer ve etkiler 2-4 gün içinde görülmeye başlar. Tam sonuçlar ise yaklaşık 1 hafta içinde fark edilir.
Terleme botoksu sonrası iyileşme süreci oldukça rahattır:
Botoksun etkisi genellikle 6-12 ay sürer. Bu sürenin sonunda, işlem gerektiğinde tekrarlanabilir.
Aşırı terleme, sosyal ilişkilerde ve günlük aktivitelerde rahatsızlık yaratabilir. Terleme botoksu, bu sorunu etkili bir şekilde çözerek yaşam kalitesini artırır. Koltuk altı, avuç içi veya ayak tabanı gibi bölgelerde terleme miktarını azaltarak daha özgüvenli bir yaşam sürmenize yardımcı olur.
Mezobotoks, botulinum toksininin yüzeysel olarak cildin alt katmanlarına mikro enjeksiyonlarla uygulanmasıyla yapılan bir cilt yenileme ve gençleştirme yöntemidir. Geleneksel botoks uygulamalarından farklı olarak, kasların hareketini tamamen durdurmak yerine cilt dokusunu ve yüzeysel kasları nazikçe gevşetir. Bu yöntem, ciltte daha doğal ve taze bir görünüm sağlar.
Mezobotoks, özellikle ince kırışıklıkların azaltılmasında, gözeneklerin sıkılaştırılmasında ve cildin parlaklığını artırmada etkili bir çözümdür.
Mezobotoks, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, hem kadınlar hem de erkekler için güvenlidir ve genellikle 25 yaş üstü bireylerde uygulanır.
Mezobotoks, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir:
İşlem süresi genellikle 20-30 dakika sürer ve sosyal hayata hemen dönülebilir.
Mezobotoks işlemi sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Mezobotoksun etkileri genellikle 3-7 gün içinde fark edilir ve sonuçlar yaklaşık 3-6 ay boyunca devam eder.
Mezobotoks, cildinize nazik bir dokunuşla tazelik ve canlılık kazandıran etkili bir yöntemdir. Yüzünüzdeki ince çizgilerden kurtulmak, gözeneklerinizi sıkılaştırmak ve daha parlak bir cilde sahip olmak istiyorsanız, bu yöntem sizin için ideal bir çözüm olabilir.
Dudak dolgusu, dudakların hacmini artırmak, doğal hatlarını belirginleştirmek ve daha estetik bir görünüm sağlamak için yapılan bir medikal estetik işlemidir. Hyaluronik asit bazlı dolgular kullanılarak dudaklara hacim kazandırılır, asimetriler giderilir ve nem dengesi sağlanır. Bu yöntem, ameliyatsız ve hızlı bir çözüm sunduğu için sıklıkla tercih edilir.
Dudak dolgusu, kişisel tercihlere göre doğal veya belirgin bir görünüm elde etmeyi sağlar. İşlem, kısa sürede tamamlanır ve sonuçlar hemen görülebilir.
Dudak dolgusu, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Hem kadınlar hem de erkekler için uygun olan bu işlem, kişisel tercihlere ve yüz hatlarına uygun şekilde planlanır.
Dudak dolgusu işlemi, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir:
İşlem genellikle 15-30 dakika içinde tamamlanır ve hasta sosyal hayatına hemen dönebilir.
Dudak dolgusu sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Tam sonuçlar genellikle 1 hafta içinde ortaya çıkar ve dolgunun etkisi 6-12 ay boyunca devam eder.
Dudak dolgusu, dudaklarınıza hacim kazandırmanın ve yüz hatlarınızı daha estetik bir görünüme kavuşturmanın hızlı ve güvenilir bir yoludur. Bu işlem, uzman bir doktor tarafından yapıldığında doğal sonuçlar sunar ve kişinin kendine olan güvenini artırır.
Burun dolgusu, cerrahi müdahale gerektirmeden burun şekillendirme işlemi sağlayan bir medikal estetik uygulamadır. Hyaluronik asit bazlı dolgu maddeleri kullanılarak burundaki asimetri, çöküntü veya çıkıntılar düzeltilir ve burun hatları belirginleştirilir. Bu yöntem, kısa sürede etkili sonuçlar sunarak burun estetiğine alternatif bir çözüm sunar.
Burun dolgusu, genellikle burun sırtındaki küçük çıkıntıların düzeltilmesi, burun ucunun kaldırılması veya burun hattının dengelenmesi için tercih edilir. Ameliyatsız bir seçenek olması nedeniyle popülerdir ve hızlı bir şekilde sosyal hayata dönüş imkânı sağlar.
Burun dolgusu, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygun bir tedavi seçeneğidir:
Bu yöntem, burnunda büyük yapısal değişiklik gerektirmeyen bireyler için idealdir. Ancak, ciddi anatomik problemler veya nefes alma zorlukları olan kişiler için cerrahi müdahale gerekebilir.
Burun dolgusu işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir:
İşlem süresi genellikle 15-30 dakika sürer ve kişi aynı gün sosyal hayatına dönebilir.
Burun dolgusu sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Burun dolgusu genellikle 6-12 ay boyunca etkili olur ve dolgunun etkisi azaldığında işlem tekrarlanabilir.
Burun dolgusu, burundaki küçük kusurları düzeltmek ve yüz hatlarını estetik bir şekilde dengelemek için ideal bir yöntemdir. Bu işlem, ameliyatsız olması ve kısa sürede doğal sonuçlar sunmasıyla estetik çözümler arasında öne çıkar.
Çene dolgusu, yüz hatlarını dengeli bir görünüme kavuşturmak, çene hattını belirginleştirmek ve çene yapısındaki asimetrileri düzeltmek için uygulanan bir medikal estetik yöntemidir. Hyaluronik asit bazlı dolgu maddeleri kullanılarak yapılan bu işlem, ameliyatsız bir şekilde yüz estetiğini iyileştirmek için etkili bir çözüm sunar. Çene dolgusu, kişinin doğal yüz yapısını koruyarak daha keskin, dengeli ve estetik bir görünüm elde etmeyi sağlar.
Bu yöntem, cerrahi bir işlem olmaması ve kısa sürede tamamlanması nedeniyle hem erkekler hem de kadınlar tarafından sıkça tercih edilmektedir.
Çene dolgusu, aşağıdaki durumlarda tercih edilebilir:
Çene dolgusu, yüz hatlarındaki genel dengeyi sağlamaya yardımcı olduğu için her yaş grubundan bireyler için uygun bir yöntemdir.
Çene dolgusu işlemi, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir ve genellikle şu adımları içerir:
İşlem genellikle 15-30 dakika sürer ve sonuçlar hemen görülebilir.
Çene dolgusu sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Tam sonuçlar genellikle 1 hafta içinde ortaya çıkar ve dolgunun etkisi 6-12 ay arasında devam eder. Dolgu maddesi zamanla vücut tarafından doğal bir şekilde emildiği için, etkisi azaldığında işlem tekrarlanabilir.
Çene dolgusu, yüz hatlarınızı belirginleştirmek ve daha simetrik bir görünüm elde etmek için ideal bir yöntemdir. Ameliyatsız olması, hızlı sonuçlar vermesi ve doğal bir görünüm sağlaması nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Eğer çene hattınızdan memnun değilseniz ve yüz hatlarınızı iyileştirmek istiyorsanız, çene dolgusu sizin için uygun bir çözüm olabilir.
Yanak dolgusu, yüz hatlarını belirginleştirmek, yanaklara hacim kazandırmak ve daha genç bir görünüm sağlamak amacıyla yapılan bir medikal estetik işlemidir. Yaşlanma sürecinde veya genetik nedenlerle yüzün orta bölgesinde hacim kaybı oluşabilir, bu da yüzün yorgun ve çökmüş görünmesine neden olabilir. Hyaluronik asit bazlı dolgu maddeleri kullanılarak yapılan yanak dolgusu, bu sorunları gidererek yüz hatlarının daha dengeli ve estetik görünmesini sağlar.
Bu işlem, ameliyatsız bir çözüm sunması ve doğal sonuçlar sağlaması nedeniyle sıklıkla tercih edilir.
Yanak dolgusu, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Yanak dolgusu, hem kadınlar hem de erkekler için uygulanabilir ve kişinin yüz yapısına uygun şekilde planlanır.
Yanak dolgusu işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir:
İşlem genellikle 20-30 dakika sürer ve sonuçlar hemen görülebilir.
Yanak dolgusu sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Tam sonuçlar genellikle 1 hafta içinde ortaya çıkar ve dolgunun etkisi 6-12 ay arasında devam eder. Etkiler azaldığında işlem tekrarlanabilir.
Yanak dolgusu, yüz hatlarını belirginleştirmek ve daha genç bir görünüm elde etmek isteyenler için etkili ve güvenli bir yöntemdir. Ameliyatsız olması, hızlı sonuç vermesi ve doğal bir görünüm sağlaması nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilmektedir.
Zigoma dolgusu, elmacık kemiklerini daha belirgin hale getirmek ve yüzün orta kısmına hacim kazandırmak için yapılan bir estetik uygulamadır. Hyaluronik asit içerikli dolgu malzemesi kullanılarak gerçekleştirilen bu işlem, yüzde daha çekici ve genç bir görünüm elde edilmesini sağlar. Yüz hatlarının doğal yapısını bozmadan, dengeli bir estetik sonuç sunar.
Zigoma dolgusu, özellikle yüzünde belirgin olmayan elmacık kemiklerinden şikâyet eden bireyler için idealdir. Ayrıca:
Zigoma dolgusu, hem kadınlara hem de erkeklere uygulanabilir. Yüz yapısına uygun şekilde gerçekleştirildiğinde oldukça doğal sonuçlar elde edilir.
İşlem, lokal anestezi etkisi olan bir krem sürülerek başlar. Bölge uyuşturulduktan sonra doktor, hyaluronik asit bazlı dolgu malzemesini elmacık kemikleri üzerine ince uçlu iğne veya kanül yardımıyla enjekte eder. Zigoma dolgusu yaklaşık 20-30 dakika içinde tamamlanır ve işlem sırasında herhangi bir ağrı hissedilmez.
Zigoma dolgusu sonrası günlük yaşantınıza hemen dönebilirsiniz. İlk 24 saat boyunca yüz bölgesine baskı yapmamak ve aşırı mimiklerden kaçınmak önemlidir. Hafif şişlik veya kızarıklık görülebilir; ancak bu durum birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Sonuçlar işlem sonrasında hemen fark edilir ve elmacık kemikleri belirgin hale gelir.
Elmacık kemikleri, yüz estetiğinin önemli bir parçasıdır. Belirgin elmacık kemikleri, yüzün daha çekici ve orantılı görünmesini sağlar. Zigoma dolgusu sayesinde kısa sürede doğal, dengeli ve genç bir görünüm elde edebilirsiniz. Üstelik işlem sonrasında iyileşme sürecine ihtiyaç duymazsınız.
Gözaltı ışık dolgusu, göz altındaki morluk, çöküklük ve yorgun görünümü gidermek için uygulanan estetik bir işlemdir. Bu işlemde hyaluronik asit içerikli özel dolgular kullanılır. Yüzün en hassas bölgelerinden biri olan gözaltı, zamanla hacim kaybına uğrar, morluklar ve gölgeler belirginleşir. Işık dolgusu sayesinde gözaltı bölgesi aydınlanır, canlı ve dinlenmiş bir görünüm elde edilir.
Gözaltı ışık dolgusu, özellikle aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:
Göz çevresi hassas bir bölge olduğu için bu işlem, uzman bir doktor tarafından uygulanmalıdır.
İşlem öncesinde gözaltı bölgesi lokal anestezik kremle uyuşturulur. Hyaluronik asit içerikli dolgu malzemesi, özel kanüller veya ince uçlu iğneler yardımıyla gözaltı bölgesine enjekte edilir. Bu işlem sırasında cilt altındaki çökük alanlar doldurularak bölgeye hacim kazandırılır.
Gözaltı ışık dolgusu işlemi yaklaşık 20-30 dakika sürer ve sonuç hemen fark edilir. İşlem tamamen ağrısızdır ve herhangi bir kesiye ihtiyaç duyulmaz.
Hafif şişlik veya kızarıklık oluşabilir; bu durum birkaç gün içinde kendiliğinden geçer.
Gözaltı ışık dolgusu, hamileler, emziren anneler ve göz çevresinde aktif enfeksiyon bulunan kişiler için uygun değildir. Gözaltı, yüz estetiğinde önemli bir bölgedir. Yorgun ve çökmüş gözaltları, kişiyi olduğundan daha yaşlı ve bitkin gösterebilir. Gözaltı ışık dolgusu sayesinde bu görünüm tamamen ortadan kalkar ve daha dinamik bir ifadeye kavuşabilirsiniz.
Nazolabial dolgu, burun kenarından ağız köşelerine uzanan çizgilerin görünümünü hafifletmek için uygulanan estetik bir dolgu işlemidir. Bu çizgiler, yüz ifadelerini olumsuz etkileyerek kişiye yorgun, yaşlı ve mutsuz bir görünüm verebilir. Zamanla ciltteki elastikiyet kaybı, hacim azalması ve mimik hareketlerinin etkisiyle nazolabial çizgiler derinleşir. Hyaluronik asit bazlı dolgular kullanılarak bu bölgedeki boşluklar doldurulur, yüz daha genç ve dinamik bir görünüm kazanır.
Nazolabial dolgu, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için ideal bir çözümdür:
Nazolabial dolgu, yaş fark etmeksizin kadın ve erkeklere güvenle uygulanabilir.
İşlem, uzman bir doktor tarafından yaklaşık 20-30 dakika içerisinde tamamlanır. Öncelikle uygulama yapılacak bölge temizlenir ve lokal anestezik krem sürülerek bölge uyuşturulur. Hyaluronik asit dolgusu, ince uçlu iğne veya kanül yardımıyla nazolabial bölgeye enjekte edilir. İşlem sırasında herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissedilmez.
Dolgu, bölgedeki boşlukları doldurarak derin çizgileri hafifletir ve cilt altına hacim kazandırır. Bu sayede nazolabial çizgiler gözle görülür şekilde azalır ve yüz daha canlı, genç bir görünüme kavuşur.
Nazolabial dolgu işleminden sonra kişi sosyal hayatına hemen dönebilir. İşlem sonrası hafif şişlik, kızarıklık veya hassasiyet görülebilir; ancak bu etkiler birkaç saat içinde kendiliğinden geçer.
Nazolabial çizgiler, zamanla yüzün yaşlı ve yorgun görünmesine neden olabilir. Nazolabial dolgu, bu görünümü hızlı bir şekilde düzelterek kişinin yüzüne gençlik ve canlılık katar. Ayrıca bu işlem, yüzün genel estetiğini koruyarak mimiklerin doğal görünmesini sağlar.
Jawline dolgu, çene hattını belirginleştirerek yüz hatlarına daha keskin ve estetik bir görünüm kazandırmak için yapılan bir dolgu işlemidir. “Jawline” olarak adlandırılan çene hattı, yüzün alt kısmındaki sınırları oluşturur ve kişinin yüz profiline önemli bir şekil verir. Yaşlanma, genetik faktörler veya yapısal özellikler nedeniyle bazı kişilerde çene hattı belirsiz olabilir. Jawline dolgusu, bu sorunu ameliyatsız bir şekilde çözer ve yüzün daha simetrik ve estetik görünmesini sağlar.
Jawline dolgusu, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Jawline dolgusu, kişiye özel planlanan bir uygulamadır. Hedef, yüzün doğal yapısını koruyarak daha orantılı bir görünüm kazandırmaktır.
Jawline dolgu uygulaması, uzman doktor tarafından lokal anestezik krem uygulandıktan sonra gerçekleştirilir. Hyaluronik asit bazlı dolgu malzemesi, ince uçlu iğne veya kanül yardımıyla çene hattının belirlenen noktalarına enjekte edilir. İşlem süresi yaklaşık 30-45 dakika arasında değişir ve tamamen ağrısız bir uygulamadır.
İşlem sonrası hafif şişlik veya hassasiyet görülebilir, ancak bu etkiler kısa sürede kendiliğinden geçer.
Çene hattı, yüz estetiğinde önemli bir rol oynar. Belirgin ve keskin bir jawline, yüzün daha orantılı ve estetik görünmesini sağlar. Jawline dolgusu sayesinde yüz profiliniz güçlenir ve daha genç bir görünüm elde edersiniz. Bu uygulama, özellikle yüz hatlarını belirginleştirmek isteyen erkekler için güçlü ve maskülen bir ifade kazandırırken, kadınlar için daha zarif ve ince bir görünüm sunar.
Jawline dolgusu, uzman ellerde yapıldığında doğal ve etkileyici sonuçlar verir. Siz de daha belirgin ve estetik bir çene hattına sahip olmak istiyorsanız, jawline dolgusunu güvenle tercih edebilirsiniz.
Yüz mezoterapisi, cildin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral, aminoasit ve hyaluronik asit gibi faydalı maddelerin cilt altına mikro enjeksiyonlarla verilmesini sağlayan bir estetik uygulamadır. Bu işlem, cildin alt tabakalarına direkt olarak besin taşır ve cilt yenilenme sürecini hızlandırır. Sonuç olarak, cilt daha parlak, sağlıklı ve genç görünür.
Cilt zamanla elastikiyetini kaybeder, nem oranı azalır ve dış etkenlerin (güneş ışınları, hava kirliliği gibi) olumsuz etkilerine maruz kalır. Yüz mezoterapisi, bu etkileri azaltarak cildin doğal yapısını destekler ve yeniden yapılandırır.
Her yaş grubuna uygun olan bu yöntem, cildin ihtiyaçlarına göre kişiye özel planlanır.
İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik krem sürülerek bölge uyuşturulur. Daha sonra, özel mezoterapi kokteylleri cildin alt tabakalarına mikro enjeksiyonlarla uygulanır. İşlem süresi genellikle 20-30 dakika arasında değişir.
Yüz mezoterapisi birkaç seanslık bir tedavi sürecini içerir. Genellikle 3-4 hafta arayla uygulanan 4-6 seanslık bir program önerilir. Seans sayısı ve içerik, cildin ihtiyacına göre uzman doktor tarafından belirlenir.
İşlem sonrası hafif kızarıklık veya hassasiyet görülebilir; bu etkiler kısa sürede kendiliğinden geçer.
Yüz mezoterapisi, cildinize sağlıklı bir ışıltı ve tazelik kazandırır. Özellikle matlaşmış, yorgun veya yaşlanma belirtileri gösteren ciltlerde etkili sonuçlar sunar. Cildin ihtiyacına göre planlanan mezoterapi seansları, daha genç, canlı ve sağlıklı bir görünüme kavuşmanızı sağlar. Eğer cildinizde doğal bir yenilenme ve bakım istiyorsanız, yüz mezoterapisi mükemmel bir seçenek olabilir.
Gençlik aşısı, cildin nem seviyesini artırarak, elastikiyet kaybını önleyen ve yaşlanma belirtilerini geciktiren bir cilt yenileme yöntemidir. Hyaluronik asit ve çeşitli vitaminlerin özel formüllerle cildin alt tabakalarına uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Bu işlem, cildi derinlemesine besler, canlandırır ve daha genç bir görünüm sağlar.
Yaşlanma, çevresel faktörler, stres ve yaşam tarzı gibi sebeplerle cildin nem tutma kapasitesi azalır ve kırışıklıklar belirginleşir. Gençlik aşısı, bu süreci tersine çevirmeye yardımcı olur ve cilt yenilenmesini hızlandırır.
Gençlik aşısı, cildini yenilemek ve gençleştirmek isteyen herkes için uygundur. Özellikle:
Hem kadınlar hem de erkekler için uygun olan bu yöntem, cilt yaşlanma sürecini yavaşlatmak ve cilde canlılık kazandırmak için mükemmel bir seçenektir.
İşlem, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir. Öncelikle cilt temizlenir ve lokal anestezik krem uygulanır. Daha sonra, gençlik aşısı özel bir teknikle cildin alt tabakasına mikro enjeksiyonlarla verilir. Uygulama sırasında cilt altına hyaluronik asit, aminoasitler, vitaminler ve antioksidanlar enjekte edilir.
İşlem süresi yaklaşık 20-30 dakika olup, sosyal hayatınıza hemen geri dönebilirsiniz. Gençlik aşısı genellikle 3-4 hafta arayla 3-4 seanslık bir tedavi programı ile uygulanır. Bu seanslar, cildin ihtiyacına göre belirlenir.
Hafif kızarıklık veya şişlik olabilir; bu durum genellikle birkaç saat içinde kendiliğinden geçer.
Gençlik aşısı, cildin doğal yenilenme sürecini destekleyen ve uzun süre kalıcı etkiler sunan bir uygulamadır. Bu yöntemle cildiniz daha nemli, parlak ve genç görünür. Üstelik işlem sonrasında günlük hayatınıza hemen dönebilirsiniz.
PRP (Platelet Rich Plasma), Türkçe karşılığıyla “Trombositten Zengin Plazma”, kişinin kendi kanından elde edilen doğal bir tedavi yöntemidir. Bu işlemde, kişinin kanından alınan örnek özel bir işlemle ayrıştırılarak trombosit bakımından zengin plazma elde edilir. Trombositler, cilt yenilenmesini destekleyen ve doku onarımını hızlandıran büyüme faktörlerini içerir. Elde edilen bu plazma, cilt altına enjekte edilerek yenilenme süreci başlatılır.
PRP, yaşlanma belirtilerini hafifletmek, cilt elastikiyetini artırmak, saç dökülmesini durdurmak ve cilt tonunu eşitlemek gibi pek çok estetik ve tıbbi amaçla kullanılan etkili bir yöntemdir.
PRP, doğal bir tedavi yöntemi olduğu için geniş bir uygulama alanına sahiptir:
Hem kadınlar hem de erkekler için uygulanabilen bu yöntem, kişinin kendi kanı kullanıldığı için alerji riski taşımamaktadır.
PRP işlemi, üç temel adımdan oluşur:
İşlem süresi genellikle 30-40 dakika arasında değişir. PRP genellikle 3-4 hafta arayla uygulanır ve cilt yenilenmesi için 3-4 seanslık bir tedavi süreci önerilir.
PRP, cildinize doğal bir yenilenme ve onarım süreci sunar. Trombositlerin içindeki büyüme faktörleri, cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır, kolajen üretimini artırır ve cildinizin daha genç, parlak ve sağlıklı görünmesini sağlar. Saç dökülmesine karşı etkili bir çözüm sunan PRP, saç derisini besleyerek daha güçlü ve dolgun saçlara kavuşmanızı sağlar.
Mezoterapi, minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Saç mezoterapisinde kullanılan özel karışımlar, saç köklerinin ihtiyaçlarına göre hazırlanır ve mikro iğneler yardımıyla saç derisine uygulanır. Bu işlem, saç köklerini beslerken kan dolaşımını artırır ve saçların doğal büyüme döngüsünü destekler.
Saç Dökülmesini Önler:
Saç köklerini güçlendirerek saç dökülmesini azaltır.
Saçları Besler ve Güçlendirir:
Saç tellerinin daha kalın, güçlü ve parlak olmasını sağlar.
Yeni Saç Çıkışını Destekler:
İnaktif olan saç köklerini uyararak yeni saç oluşumuna katkıda bulunur.
Kan Dolaşımını Artırır:
Saç derisindeki kan dolaşımını hızlandırarak saç köklerinin daha fazla oksijen ve besin almasını sağlar.
Saç mezoterapisi;
Hamileler, emziren anneler ve bazı sağlık sorunları olan kişiler için doktor onayı gereklidir.
İşlem genellikle güvenli ve yan etkisizdir. Ancak uygulama sonrası hafif kızarıklık veya hassasiyet oluşabilir, bu etkiler kısa sürede geçer.
Saç mezoterapisi, doğal bir çözüm arayanlar için ideal bir yöntemdir. Saç dökülmesine kalıcı ve etkili bir çözüm sunarken, saçlarınıza ihtiyacı olan bakımı sağlayarak daha dolgun ve sağlıklı bir görünüme kavuşmanıza yardımcı olur.
Saçlarınızın sağlığına yatırım yapın, kendinizi daha iyi hissedin! 😊
Leke mezoterapisi, ciltte oluşan güneş lekeleri, akne izleri, yaşlılık lekeleri ve melazma gibi renk düzensizliklerini hafifletmek için uygulanan etkili bir cilt tedavi yöntemidir. Bu yöntemde, vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve cilt açıcı ajanlardan oluşan özel bir karışım mikro enjeksiyonlarla cilt altına uygulanır. Bu işlem, leke oluşumunu azaltırken cilt tonunu eşitler ve cilde daha parlak bir görünüm kazandırır.
Leke mezoterapisi, cildin alt tabakalarına doğrudan etki ederek, lekelerin giderilmesini hızlandırır. Aynı zamanda cildin yenilenme sürecini destekler ve pigment üretimini dengeleyerek leke oluşumunun önüne geçer.
Leke mezoterapisi, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:
Her yaş grubuna uygun olan bu yöntem, kadın ve erkeklerde güvenle uygulanabilir.
Leke mezoterapisi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İşlem şu adımlardan oluşur:
Tedavi genellikle 2-4 hafta aralıklarla 4-6 seans olarak uygulanır. Seans sayısı, ciltteki lekenin yoğunluğuna ve kişinin ihtiyacına göre değişir.
İşlem sonrası ciltte hafif kızarıklık veya hassasiyet olabilir; bu etkiler kısa sürede kendiliğinden geçer.
Leke mezoterapisi, cildinize ihtiyacı olan bakımı sağlayarak renk düzensizliklerini hafifletir ve cilt tonunuzu eşitler. Lekelerin görünümünü azaltan ve cildi yenileyen bu yöntem, cilt sağlığını korumanın yanı sıra doğal ve parlak bir görünüm sunar.
Göz çevresi mezoterapisi, göz çevresindeki ince kırışıklıkları, koyu halkaları ve şişlikleri azaltmak için uygulanan bir cilt yenileme yöntemidir. Hyaluronik asit, vitaminler, amino asitler ve antioksidanlardan oluşan özel bir karışım, mikro enjeksiyonlarla göz çevresine uygulanır. Bu işlem, cildin alt tabakalarına etki ederek hücre yenilenmesini hızlandırır, kan dolaşımını artırır ve göz çevresinin daha genç ve dinlenmiş görünmesini sağlar.
Yaşlanma, stres, genetik faktörler ve çevresel etkiler, göz çevresinde hassasiyet, elastikiyet kaybı ve yorgun bir görünüm yaratabilir. Göz çevresi mezoterapisi, bu sorunlara doğal ve etkili bir çözüm sunar.
Göz çevresi mezoterapisi, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, kadın ve erkek herkese uygulanabilir. Özellikle cerrahi müdahale olmadan doğal bir görünüm isteyen bireyler için etkili bir seçenektir.
İşlem, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İlk olarak göz çevresi temizlenir ve lokal anestezik krem uygulanır. Ardından, göz çevresine özel olarak hazırlanan mezoterapi karışımı mikro enjeksiyonlarla cilt altına enjekte edilir. İşlem süresi genellikle 20-30 dakika sürer.
Tedavi genellikle 3-4 hafta arayla 4-6 seans şeklinde uygulanır. Seans sayısı ve içerik, kişinin cilt ihtiyacına ve sorunlarına göre planlanır.
Göz çevresi, yüzün en hassas ve dikkat çeken bölgelerinden biridir. Yorgun ve yaşlı bir görünüm, kişinin genel ifadesini olumsuz etkileyebilir. Göz çevresi mezoterapisi, bu bölgeye canlılık ve tazelik kazandırarak daha genç ve dinamik bir görünüm sunar.
Altın iğne tedavisi, mikro iğneler yardımıyla cildin alt katmanlarına radyofrekans enerjisi ileterek cilt yenilenmesini sağlayan bir estetik uygulamadır. Bu yöntem, ciltte kolajen ve elastin üretimini artırarak daha sıkı, pürüzsüz ve genç bir cilt görünümü sağlar. Mikro iğneler altın kaplama olduğu için, uygulama sırasında cilde zarar verilmez ve alerjik reaksiyon riski minimum düzeyde tutulur.
Bu yenilikçi yöntem, cildin kendini onarma mekanizmasını harekete geçirir. Gözenek sıkılaştırma, ince kırışıklıkların giderilmesi, cilt tonu eşitleme ve akne izlerinin tedavisi gibi birçok farklı amaçla kullanılabilir.
Altın iğne tedavisi, aşağıdaki cilt problemlerini yaşayan bireyler için uygundur:
Her yaştan ve cilt tipinden bireyler için güvenle uygulanabilen bu yöntem, cilt sağlığını iyileştirirken doğal bir görünüm sunar.
Altın iğne uygulaması steril bir ortamda gerçekleştirilir. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik krem sürülerek bölge uyuşturulur. Ardından, altın kaplama mikro iğnelerle cildin altına radyofrekans enerjisi iletilir.
İşlem süresi genellikle 30-45 dakika arasında değişir. Ciltteki sorunların boyutuna göre 3-4 hafta aralıklarla birkaç seans yapılması önerilir.
Altın iğne, cildinizde fark edilir bir iyileşme ve yenilenme sağlar. Bu yöntemle cildiniz daha sıkı, pürüzsüz ve genç bir görünüm kazanır. Akne izleri, kırışıklıklar veya sarkma gibi cilt sorunlarınızdan kurtulmak için altın iğne tedavisini güvenle tercih edebilirsiniz.
El gençlik aşısı, ellerde yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan nem kaybını, ince kırışıklıkları ve cilt elastikiyetindeki azalmayı tedavi etmek için kullanılan yenilikçi bir yöntemdir. Hyaluronik asit, vitaminler, amino asitler ve antioksidanlardan oluşan özel bir karışım, cilt altına enjekte edilerek ellerin daha genç ve dolgun bir görünüme kavuşmasını sağlar.
Eller, yaşlanmanın etkilerini en hızlı gösteren bölgelerden biridir. El gençlik aşısı, bu etkileri azaltarak ellerin doğal parlaklığını ve pürüzsüz yapısını geri kazandırır.
El gençlik aşısı, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, hem kadınlar hem de erkekler için güvenli ve etkili bir çözüm sunar.
El gençlik aşısı işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İlk olarak eller temizlenir ve lokal anestezik bir krem uygulanarak işlem bölgesi uyuşturulur. Daha sonra, hyaluronik asit ve diğer besleyici maddeler içeren karışım mikro enjeksiyonlarla ellerin alt tabakasına enjekte edilir.
İşlem süresi genellikle 20-30 dakika arasında değişir. Genellikle 2-4 hafta aralıklarla 3-4 seanslık bir uygulama önerilir. Seanslar, kişinin el yapısına ve ihtiyacına göre planlanır.
Eller, yaşlanmanın ilk belirtilerinin ortaya çıktığı bölgelerdendir. El gençlik aşısı sayesinde ellerinizdeki yaşlanma belirtilerini geride bırakabilir ve daha genç bir görünüme kavuşabilirsiniz. Bu yöntem, ellerinize ihtiyacı olan nemi kazandırarak onları yumuşak, parlak ve sağlıklı hale getirir.
Mineral aşı, cildin ihtiyaç duyduğu mineralleri, hyaluronik asit, vitaminler ve amino asitlerle birleştirerek cilt altına enjekte edilen yenilikçi bir tedavi yöntemidir. Cilt yenilenmesini destekleyen bu işlem, özellikle elastikiyet kaybını gidermek, cilt tonunu eşitlemek ve nem seviyesini artırmak için kullanılır. Mineral aşı, cildin doğal yapısını güçlendirirken yaşlanma belirtilerini hafifletir ve daha sağlıklı bir görünüm kazandırır.
Cildin maruz kaldığı dış etkenler, güneş ışınları, stres ve yaşlanma süreciyle birlikte minerallerin eksilmesi sonucu cilt matlaşır ve yıpranır. Mineral aşı, cildi içeriden destekleyerek bu kayıpları telafi eder.
Mineral aşı, cilt sağlığını ve görünümünü iyileştirmek isteyen herkes için uygundur. Özellikle:
Bu tedavi yöntemi, her yaş grubuna ve cilt tipine uygun olarak uygulanabilir.
Mineral aşı tedavisi, steril bir ortamda, uzman bir doktor tarafından yapılır. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik bir krem sürülerek bölge uyuşturulur. Daha sonra, mineral açısından zengin karışım ince uçlu iğnelerle cilt altına enjekte edilir.
İşlem süresi genellikle 20-30 dakika sürer ve 3-4 hafta arayla 3-4 seans şeklinde uygulanır. Seans sayısı ve aralığı, kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre belirlenir.
Cildin sağlıklı, parlak ve genç görünmesi, düzenli bakım ve destekle mümkün olur. Mineral aşı, cildinize ihtiyaç duyduğu mineralleri ve besinleri sunarak doğal bir yenilenme sağlar. Özellikle yoğun iş temposu ve çevresel faktörlerin yıprattığı cildinizi yeniden canlandırmak için mineral aşı mükemmel bir seçenektir.
Kolajen aşısı, cildin alt tabakalarına kolajen takviyesi sağlayarak cilt sıkılığını, elastikiyetini ve genç görünümünü artıran bir estetik uygulamadır. Yaş ilerledikçe cildin kolajen üretimi azalır, bu da cildin elastikiyet kaybına, ince kırışıklıkların oluşmasına ve genel olarak yorgun bir görünüme neden olur. Kolajen aşısı, bu süreci tersine çevirmeyi amaçlar.
Uygulama sırasında cilt altına enjekte edilen kolajen, cilt hücrelerini uyararak kendi kolajen üretimini tetikler. Bu işlem, cildin yeniden yapılanmasını destekler ve daha genç, sağlıklı bir görünüm sağlar.
Kolajen aşısı, cilt sağlığını ve görünümünü iyileştirmek isteyen bireyler için uygundur. Özellikle:
Hem kadınlara hem de erkeklere uygulanabilen kolajen aşısı, her yaş grubuna hitap eden bir yöntemdir.
Kolajen aşısı, steril bir ortamda, uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik bir krem sürülerek uygulama bölgesi uyuşturulur. Daha sonra, kolajen içeren özel bir karışım, ince uçlu iğneler yardımıyla cilt altına enjekte edilir.
İşlem genellikle 20-30 dakika sürer. Gençleşme etkisini tam olarak görmek için genellikle 2-4 hafta aralıklarla 3-4 seans uygulanması önerilir. Bu tedavi, kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre planlanır.
Kolajen aşısı, cildinize ihtiyacı olan gençliği ve tazeliği geri kazandıran etkili bir tedavi yöntemidir. Cildinizin sıkı, parlak ve canlı görünmesini sağlarken doğal kolajen üretimini artırır. Yüz, boyun, dekolte ve eller gibi farklı bölgelere de uygulanabilen bu yöntem, yaşlanma belirtileriyle mücadelede güçlü bir destek sunar.
Monaco işlemi, cilt yenileme ve sıkılaştırma amacıyla geliştirilen bir medikal estetik yöntemidir. Mikro iğneler ve radyofrekans enerjisinin birleşimiyle cildin alt katmanlarına kontrollü ısı iletilerek kolajen ve elastin üretimini artırır. Bu yenilikçi işlem, ciltteki ince çizgilerin, sarkmaların ve lekelerin görünümünü azaltırken cildin daha genç, sıkı ve parlak görünmesini sağlar.
Monaco işlemi, cilt yüzeyine zarar vermeden alt katmanları uyarır. Bu sayede cildin kendini onarma mekanizması aktif hale gelir ve doğal bir yenilenme süreci başlar.
Monaco işlemi, cilt yenileme ve gençleştirme hedefleyen herkes için uygundur. Özellikle:
Hem kadınlar hem de erkekler için güvenli bir uygulama olan Monaco işlemi, yüz, boyun ve dekolte bölgeleri dahil birçok alanda etkili sonuçlar sunar.
Monaco işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İşlem sırasında:
İşlem genellikle 30-45 dakika sürer ve 3-4 hafta arayla birkaç seans önerilir. Seans sayısı, kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre belirlenir.
Monaco işlemi, cildinizin doğal yenilenme sürecini destekleyen ve uzun süreli etkiler sunan yenilikçi bir yöntemdir. Cildinizin sıkı, parlak ve pürüzsüz görünmesini sağlarken, yaşlanma belirtileriyle etkili bir şekilde mücadele eder.
Dermal filler (dolgu), yüz hatlarını belirginleştirmek, ciltteki kırışıklıkları gidermek ve hacim kaybını telafi etmek için kullanılan hyaluronik asit veya benzeri maddeler içeren bir estetik dolgu yöntemidir. Cilt altına enjekte edilerek, yüzün doğal yapısına zarar vermeden genç ve estetik bir görünüm kazandırır. Yüz hatlarını yeniden şekillendirmek ve cilde dolgunluk kazandırmak için ameliyatsız bir seçenek sunar.
Bu yöntem; yüz hatlarını belirginleştirme, dudak dolgunlaştırma, nazolabial çizgilerin hafifletilmesi ve ciltteki elastikiyet kaybını gidermek gibi birçok alanda etkili bir çözümdür.
Dermal filler, yaşlanma belirtilerini hafifletmek veya yüz hatlarını geliştirmek isteyen bireyler için uygundur. Özellikle:
Bu yöntem, her yaştan bireyler için güvenle uygulanabilir ve yüz hatlarını geliştirmek isteyen erkekler için de uygundur.
Dermal filler işlemi, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir. İşlem sırasında şu adımlar izlenir:
İşlem genellikle 20-30 dakika sürer. Etkisi hemen fark edilir ve kişi sosyal hayatına aynı gün dönebilir.
Dermal filler, cildinize ve yüz hatlarınıza hacim kazandırmanın, kırışıklıkları gidermenin ve genel görünümünüzü iyileştirmenin ameliyatsız bir yoludur. Güvenli, hızlı ve etkili olan bu yöntem, cildinizin doğal yapısını koruyarak genç bir görünüm elde etmenize yardımcı olur.
Akıllı Plazma, cilt yenileme, sıkılaştırma ve gençleştirme amacıyla geliştirilen bir medikal estetik teknolojisidir. Cilt yüzeyine zarar vermeden, kontrollü ısı enerjisi ile alt katmanlara etki ederek ciltte kolajen üretimini artırır ve dokuları yeniler. Plazma enerjisi, lazer ve radyofrekans yöntemlerine alternatif olarak etkili sonuçlar sunar ve cilt dokusunu doğal bir şekilde yeniler.
Bu teknoloji, yüz, boyun, dekolte, el ve göz çevresi gibi hassas bölgelerde güvenle kullanılabilir. Akıllı Plazma, ameliyatsız estetik çözümler arayanlar için ideal bir yöntemdir.
Akıllı Plazma, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:
Bu yöntem, hem kadınlar hem de erkekler için güvenli bir şekilde uygulanabilir ve her yaştan bireyde etkili sonuçlar sunar.
Akıllı Plazma tedavisi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir.
Tedavi süresi, uygulama yapılacak bölgenin boyutuna bağlı olarak 20-60 dakika arasında değişir.
Akıllı Plazma tedavisinden sonra iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Tam sonuçlar genellikle 2-3 hafta içinde fark edilir ve etkisi 1-2 yıl boyunca devam edebilir.
Akıllı Plazma, ciltte sıkılık ve yenilenme sağlayan, minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, yaşlanma belirtilerini azaltmak, cilt dokusunu canlandırmak ve genel görünümü iyileştirmek için etkili bir çözüm sunar.
Eğer kırışıklıklardan, sarkmalardan veya ciltteki düzensizliklerden şikâyetçiyseniz, Akıllı Plazma tedavisi sizin için ideal bir seçenek olabilir.
Sanakin, kişinin kendi kanından elde edilen doğal proteinleri kullanarak cilt yenileme, ağrı tedavisi ve doku onarımını destekleyen yenilikçi bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, kişinin kanında bulunan büyüme faktörleri ve anti-enflamatuar proteinler sayesinde cilt yenilenmesini hızlandırır ve eklem ağrılarını giderir. Özellikle yaşlanma belirtileri, yara izleri, eklem hastalıkları ve spor sakatlıklarında etkili bir çözümdür.
Sanakin tedavisi tamamen doğal bir yöntem olduğu için alerji riski taşımaz ve vücudun iyileşme mekanizmalarını aktive eder.
Sanakin tedavisi, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:
Hem estetik hem de medikal amaçlarla kullanılan bu yöntem, cilt yenilenmesinden eklem tedavisine kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir.
Sanakin tedavisi, birkaç basit adımdan oluşur:
İşlem genellikle 20-30 dakika sürer ve lokal anestezi altında yapıldığı için ağrısızdır. Tedavi birkaç seans halinde uygulanabilir. Cilt yenileme için genellikle 2-3 hafta arayla 3-4 seans önerilir.
Sanakin tedavisinin iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Eklem tedavilerinde ise ağrının azalması ve hareket kabiliyetinin artması genellikle birkaç gün içinde fark edilir.
Sanakin, doğal bir iyileşme ve yenilenme süreci sunan etkili bir tedavi yöntemidir. Yaşlanma belirtilerini azaltmak, ciltteki pürüzleri gidermek veya eklem ağrılarınızı hafifletmek için güvenilir bir çözüm arıyorsanız, Sanakin tedavisi sizin için ideal bir seçenek olabilir.
Uzman bir doktorla yapılacak detaylı bir değerlendirme sonrası, ihtiyaçlarınıza uygun bir tedavi planı oluşturulabilir. Hem sağlıklı bir cilde hem de rahat bir yaşam kalitesine kavuşmak için Sanakin’i tercih edebilirsiniz.
Gıdı lipoliz, gıdı bölgesindeki fazla yağ dokusunu eriterek çene hattını belirginleştiren minimal invaziv bir estetik uygulamadır. Bu işlem, bölgesel yağ birikimlerini hedef alarak cilt altına özel enzimlerin enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir. Gıdı bölgesinde yağlanma genellikle genetik faktörler, yaşlanma veya kilo artışıyla ortaya çıkar ve diyet ya da egzersizle giderilmesi zor olabilir. Gıdı lipoliz, bu problemi çözmek için etkili bir alternatif sunar.
Bu yöntem, ameliyatsız bir çözüm sunması ve kısa sürede etkili sonuçlar vermesiyle öne çıkar.
Gıdı lipoliz, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygun bir tedavi seçeneğidir:
Gıdı lipoliz, hem kadınlar hem de erkekler için güvenle uygulanabilir ve özellikle sağlıklı bir yaşam tarzına sahip bireylerde daha etkili sonuçlar sağlar.
Gıdı lipoliz işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir:
İşlem süresi genellikle 20-30 dakika arasında değişir ve hasta sosyal hayatına hemen dönebilir. Genellikle 2-3 hafta arayla birkaç seans uygulanır.
Gıdı lipoliz sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Tam sonuçlar genellikle 4-6 hafta içinde ortaya çıkar.
Gıdı lipoliz, bölgesel yağlanma sorunlarını çözen ve yüz hatlarını belirginleştiren etkili bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, kısa sürede ameliyatsız bir çözüm sunarak çene hattını keskinleştirir ve yüz profilini daha estetik bir görünüme kavuşturur.
İple yüz germe, yaşlanma belirtilerini hafifletmek, ciltteki sarkmaları toparlamak ve yüz hatlarını belirginleştirmek için kullanılan ameliyatsız bir estetik uygulamadır. Bu yöntem, cilt altına yerleştirilen özel ipler sayesinde cildin sıkılaşmasını ve kaldırılmasını sağlar. İpler, cildi destekleyerek kolajen üretimini artırır ve cildin doğal olarak yenilenmesine yardımcı olur.
İple yüz germe, kısa sürede etkili sonuçlar sunduğu ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan uygulandığı için son yıllarda popüler bir estetik çözüm haline gelmiştir.
İple yüz germe, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygun bir tedavi seçeneğidir:
İple yüz germe, hem kadınlar hem de erkekler için uygun bir işlemdir ve genellikle 30-65 yaş aralığındaki bireylerde uygulanır.
İple yüz germe işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir ve genellikle şu adımlardan oluşur:
İşlem süresi genellikle 30-60 dakika arasında değişir ve hasta aynı gün sosyal hayatına dönebilir.
İple yüz germe sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır:
Tam sonuçlar genellikle 2-4 hafta içinde fark edilir ve etkisi 12-24 ay arasında devam eder.
İple yüz germe, ciltteki yaşlanma belirtilerini hafifletmek ve yüz hatlarını yeniden şekillendirmek için etkili bir yöntemdir. Bu işlem, minimal bir müdahale ile doğal ve estetik bir görünüm sunar. Eğer sarkmalar ve yaşlanma belirtileri nedeniyle yüzünüzdeki sıkılık kaybından şikâyetçiyseniz, iple yüz germe sizin için ideal bir çözüm olabilir.
Cilt bakımından estetik trendlerine kadar merak ettiğiniz konular hakkında bilgi edinin ve güzellik yolculuğunuzda size rehberlik edecek içeriklere göz atın.