Doç. Dr. Kübra Topal
Mezoterapi İşlemleri

Mezoterapi Uygulaması Nedir?

Mezoterapi, cildin alt katmanlarına özel vitamin, mineral, aminoasit ve hyaluronik asit gibi faydalı bileşenlerin mikroenjeksiyon yöntemiyle verilmesini sağlayan bir medikal estetik uygulamadır. Bu yöntem, ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltmak, nem dengesini sağlamak ve daha sağlıklı bir görünüm elde etmek için etkili bir çözüm sunar.

Neden Tercih Ediliyoruz ?

  • Uzman Kadro: Her biri alanında deneyimli cerrahlar.
  • Modern Teknoloji: Gelişmiş cerrahi teknikler ve cihazlar.
  • Bireysel Yaklaşım: Her hastanın ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş tedavi planı.
  • Hızlı İyileşme Süreci: Minimal invaziv yöntemlerle konforlu bir iyileşme deneyimi.
  • Güvenilir Hizmet: Hasta memnuniyetini ön planda tutuyoruz.
  • Cilt Yenilenmesi:

    • Mezoterapi, cildin elastikiyetini artırarak daha genç ve canlı bir görünüm sağlar.
  • İhtiyaca Yönelik Çözümler:

    • Cilt lekeleri, sarkmalar, ince çizgiler ve kırışıklıklar gibi sorunların giderilmesine yardımcı olur.
  • Doğal Etki:

    • Cilde verilen doğal içerikler sayesinde kimyasal maddelere ihtiyaç duyulmadan etkili sonuçlar elde edilir.
  • Hızlı Sonuç:

    • İlk seanstan itibaren ciltte fark edilir bir iyileşme gözlemlenebilir.
  • Hedefe Yönelik Uygulama:

    • Yüz, boyun, dekolte bölgesi ve eller gibi problemli bölgelere özel uygulama yapılabilir.
  • Yüz ve Cilt Yenileme: Cilt dokusunu onarmak ve parlaklık kazandırmak için.
  • Saç Tedavisi: Saç dökülmesini önlemek ve saç köklerini güçlendirmek için.
  • Leke Tedavisi: Güneş lekeleri, akne izleri ve pigmentasyon sorunlarının giderilmesi.
  • Selülit ve Bölgesel İncelme: Vücuttaki problemli bölgelerin toparlanması ve sıkılaştırılması.

 

  1. Danışmanlık:

    • İlk olarak, uzmanlarımız cilt analizinizi yaparak ihtiyaçlarınızı belirler.
  2. Uygulama:

    • Steril koşullarda, cildinize özel olarak hazırlanan mezoterapi karışımı mikroenjeksiyon yöntemiyle uygulanır.
  3. Sonuçlar:

    • Düzenli seanslarla birlikte cildiniz daha genç, canlı ve sağlıklı bir görünüm kazanır.

Uygulama sırasında hafif bir batma hissi olabilir, ancak işlem genellikle oldukça konforludur.

 

Genellikle 4-6 seans önerilir, ancak cilt tipine ve ihtiyaca göre değişebilir.

Düzenli bakım ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla uzun süre etkisini koruyabilir.

Yüz Mezoterapisi Nedir?

Yüz mezoterapisi, cildin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral, aminoasit ve hyaluronik asit gibi faydalı maddelerin cilt altına mikro enjeksiyonlarla verilmesini sağlayan bir estetik uygulamadır. Bu işlem, cildin alt tabakalarına direkt olarak besin taşır ve cilt yenilenme sürecini hızlandırır. Sonuç olarak, cilt daha parlak, sağlıklı ve genç görünür.

Cilt zamanla elastikiyetini kaybeder, nem oranı azalır ve dış etkenlerin (güneş ışınları, hava kirliliği gibi) olumsuz etkilerine maruz kalır. Yüz mezoterapisi, bu etkileri azaltarak cildin doğal yapısını destekler ve yeniden yapılandırır.

Yüz Mezoterapisi Kimler İçin Uygundur?

  • Yorgun ve mat görünen ciltler,
  • İnce kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı yaşayan bireyler,
  • Cildinde nem kaybı olanlar,
  • Güneşin zararlı etkilerine maruz kalan ciltler,
  • Daha genç ve parlak bir görünüm isteyenler,

Her yaş grubuna uygun olan bu yöntem, cildin ihtiyaçlarına göre kişiye özel planlanır.

Yüz Mezoterapisi Nasıl Yapılır?

İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik krem sürülerek bölge uyuşturulur. Daha sonra, özel mezoterapi kokteylleri cildin alt tabakalarına mikro enjeksiyonlarla uygulanır. İşlem süresi genellikle 20-30 dakika arasında değişir.

Yüz mezoterapisi birkaç seanslık bir tedavi sürecini içerir. Genellikle 3-4 hafta arayla uygulanan 4-6 seanslık bir program önerilir. Seans sayısı ve içerik, cildin ihtiyacına göre uzman doktor tarafından belirlenir.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

  • İlk 24 saat boyunca makyaj yapılmamalıdır.
  • Güneş ışığına doğrudan maruz kalmaktan kaçınılmalı ve güneş koruyucu kullanılmalıdır.
  • Aşırı sıcak ortamlardan (hamam, sauna) kaçınılmalıdır.

İşlem sonrası hafif kızarıklık veya hassasiyet görülebilir; bu etkiler kısa sürede kendiliğinden geçer.

Yüz Mezoterapisinin Avantajları

  • Cilde derinlemesine nem sağlar: Hyaluronik asit ve diğer besleyici içerikler, cildi derinlemesine nemlendirir.
  • Kırışıklıkları azaltır: İnce kırışıklıkların görünümünü hafifletir ve cildin elastikiyetini artırır.
  • Cilt tonunu eşitler: Ciltteki renk düzensizliklerini giderir ve daha parlak bir görünüm sağlar.
  • Doğal bir gençlik sunar: Cilt altına doğrudan uygulandığı için etkileri hızlı ve doğal bir şekilde fark edilir.
  • Ameliyatsız çözüm sunar: Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan cildi gençleştiren etkili bir yöntemdir.

Yüz Mezoterapisi ile Daha Parlak Bir Cilt

Yüz mezoterapisi, cildinize sağlıklı bir ışıltı ve tazelik kazandırır. Özellikle matlaşmış, yorgun veya yaşlanma belirtileri gösteren ciltlerde etkili sonuçlar sunar. Cildin ihtiyacına göre planlanan mezoterapi seansları, daha genç, canlı ve sağlıklı bir görünüme kavuşmanızı sağlar. Eğer cildinizde doğal bir yenilenme ve bakım istiyorsanız, yüz mezoterapisi mükemmel bir seçenek olabilir.

Gençlik aşısı, cildin nem seviyesini artırarak, elastikiyet kaybını önleyen ve yaşlanma belirtilerini geciktiren bir cilt yenileme yöntemidir. Hyaluronik asit ve çeşitli vitaminlerin özel formüllerle cildin alt tabakalarına uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Bu işlem, cildi derinlemesine besler, canlandırır ve daha genç bir görünüm sağlar.

Yaşlanma, çevresel faktörler, stres ve yaşam tarzı gibi sebeplerle cildin nem tutma kapasitesi azalır ve kırışıklıklar belirginleşir. Gençlik aşısı, bu süreci tersine çevirmeye yardımcı olur ve cilt yenilenmesini hızlandırır.

Gençlik Aşısı Kimler İçin Uygundur?

Gençlik aşısı, cildini yenilemek ve gençleştirmek isteyen herkes için uygundur. Özellikle:

  • Cildinde kuruluk, matlık ve elastikiyet kaybı olanlar,
  • İnce kırışıklıklarla mücadele edenler,
  • Cildinde sarkma belirtileri başlayanlar,
  • Güneşin zararlı etkilerine maruz kalan bireyler,
  • Daha parlak ve sağlıklı bir cilt isteyenler bu uygulamadan fayda görebilir.

Hem kadınlar hem de erkekler için uygun olan bu yöntem, cilt yaşlanma sürecini yavaşlatmak ve cilde canlılık kazandırmak için mükemmel bir seçenektir.

Gençlik Aşısı Nasıl Uygulanır?

İşlem, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir. Öncelikle cilt temizlenir ve lokal anestezik krem uygulanır. Daha sonra, gençlik aşısı özel bir teknikle cildin alt tabakasına mikro enjeksiyonlarla verilir. Uygulama sırasında cilt altına hyaluronik asit, aminoasitler, vitaminler ve antioksidanlar enjekte edilir.

İşlem süresi yaklaşık 20-30 dakika olup, sosyal hayatınıza hemen geri dönebilirsiniz. Gençlik aşısı genellikle 3-4 hafta arayla 3-4 seanslık bir tedavi programı ile uygulanır. Bu seanslar, cildin ihtiyacına göre belirlenir.

Gençlik Aşısı Sonrası Süreç

  • İlk 24 saat boyunca makyaj yapmaktan ve aşırı sıcak ortamlardan (hamam, sauna) kaçınılmalıdır.
  • Güneş koruyucu krem kullanarak cildinizi dış etkenlerden koruyabilirsiniz.
  • Bol su tüketimi, hyaluronik asidin etkinliğini artıracaktır.

Hafif kızarıklık veya şişlik olabilir; bu durum genellikle birkaç saat içinde kendiliğinden geçer.

Gençlik Aşısının Avantajları

  • Nemlendirme etkisi: Cildin derinlemesine nemlenmesini sağlar.
  • Elastikiyet kazandırır: Kolajen ve elastin üretimini destekleyerek cildi sıkılaştırır.
  • Kırışıklıkları hafifletir: İnce çizgileri azaltarak cildi daha genç ve pürüzsüz hale getirir.
  • Doğal bir ışıltı verir: Cilt tonunu eşitler ve parlaklık kazandırır.
  • Ameliyatsız bir çözümdür: Cerrahi müdahale olmadan etkili sonuçlar sunar.

Gençlik Aşısı ile Daha Canlı ve Sağlıklı Bir Cilt

Gençlik aşısı, cildin doğal yenilenme sürecini destekleyen ve uzun süre kalıcı etkiler sunan bir uygulamadır. Bu yöntemle cildiniz daha nemli, parlak ve genç görünür. Üstelik işlem sonrasında günlük hayatınıza hemen dönebilirsiniz.

PRP (Platelet Rich Plasma), Türkçe karşılığıyla “Trombositten Zengin Plazma”, kişinin kendi kanından elde edilen doğal bir tedavi yöntemidir. Bu işlemde, kişinin kanından alınan örnek özel bir işlemle ayrıştırılarak trombosit bakımından zengin plazma elde edilir. Trombositler, cilt yenilenmesini destekleyen ve doku onarımını hızlandıran büyüme faktörlerini içerir. Elde edilen bu plazma, cilt altına enjekte edilerek yenilenme süreci başlatılır.

PRP, yaşlanma belirtilerini hafifletmek, cilt elastikiyetini artırmak, saç dökülmesini durdurmak ve cilt tonunu eşitlemek gibi pek çok estetik ve tıbbi amaçla kullanılan etkili bir yöntemdir.

PRP Kimler İçin Uygundur?

PRP, doğal bir tedavi yöntemi olduğu için geniş bir uygulama alanına sahiptir:

  • Yaşlanma belirtilerini hafifletmek isteyen bireyler,
  • Cildinde elastikiyet kaybı yaşayanlar,
  • Güneşin zarar verdiği ciltlerde onarım isteyenler,
  • Akne ve yara izlerini gidermek isteyenler,
  • Saç dökülmesini durdurmak ve saç köklerini güçlendirmek isteyenler.

Hem kadınlar hem de erkekler için uygulanabilen bu yöntem, kişinin kendi kanı kullanıldığı için alerji riski taşımamaktadır.

PRP Nasıl Uygulanır?

PRP işlemi, üç temel adımdan oluşur:

  1. Kan Alma: Öncelikle kişinin kolundan az miktarda kan alınır.
  2. Ayrıştırma: Alınan kan özel bir cihazda santrifüj edilerek trombositten zengin plazma elde edilir.
  3. Uygulama: Elde edilen plazma, ince uçlu iğneler yardımıyla cilt altına veya saç derisine enjekte edilir.

İşlem süresi genellikle 30-40 dakika arasında değişir. PRP genellikle 3-4 hafta arayla uygulanır ve cilt yenilenmesi için 3-4 seanslık bir tedavi süreci önerilir.

PRP İşleminden Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İşlem sonrası ciltte hafif kızarıklık ve hassasiyet olabilir; bu durum kısa sürede geçer.
  • İlk 24 saat boyunca makyaj yapılmamalıdır.
  • Güneşten korunmak için güneş koruyucu kullanılmalıdır.
  • Aşırı sıcak ortamlardan (hamam, sauna) uzak durulmalıdır.

PRP’nin Avantajları

  • Doğaldır: Kendi kanınız kullanıldığı için tamamen doğal bir tedavi yöntemidir.
  • Cilt yenilenmesini destekler: Kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünü azaltır.
  • Cilt elastikiyetini artırır: Kolajen üretimini destekleyerek cildi sıkılaştırır.
  • Cilt tonunu eşitler: Güneş lekeleri ve renk düzensizliklerini hafifletir.
  • Saç dökülmesini önler: Saç köklerini güçlendirerek saçların yeniden çıkmasını destekler.

PRP ile Daha Genç ve Sağlıklı Bir Görünüm

PRP, cildinize doğal bir yenilenme ve onarım süreci sunar. Trombositlerin içindeki büyüme faktörleri, cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır, kolajen üretimini artırır ve cildinizin daha genç, parlak ve sağlıklı görünmesini sağlar. Saç dökülmesine karşı etkili bir çözüm sunan PRP, saç derisini besleyerek daha güçlü ve dolgun saçlara kavuşmanızı sağlar.

Saç Mezoterapisi Nedir?

Mezoterapi, minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Saç mezoterapisinde kullanılan özel karışımlar, saç köklerinin ihtiyaçlarına göre hazırlanır ve mikro iğneler yardımıyla saç derisine uygulanır. Bu işlem, saç köklerini beslerken kan dolaşımını artırır ve saçların doğal büyüme döngüsünü destekler.


Saç Mezoterapisinin Faydaları

  1. Saç Dökülmesini Önler:
    Saç köklerini güçlendirerek saç dökülmesini azaltır.

  2. Saçları Besler ve Güçlendirir:
    Saç tellerinin daha kalın, güçlü ve parlak olmasını sağlar.

  3. Yeni Saç Çıkışını Destekler:
    İnaktif olan saç köklerini uyararak yeni saç oluşumuna katkıda bulunur.

  4. Kan Dolaşımını Artırır:
    Saç derisindeki kan dolaşımını hızlandırarak saç köklerinin daha fazla oksijen ve besin almasını sağlar.


Kimler İçin Uygundur?

Saç mezoterapisi;

  • Genetik saç dökülmesi yaşayan,
  • Strese bağlı saç kaybı olan,
  • Saçlarının zayıf ve cansız olduğunu hisseden,
  • Mevsimsel dökülmelerden şikayet eden kişiler için uygundur.

Hamileler, emziren anneler ve bazı sağlık sorunları olan kişiler için doktor onayı gereklidir.


Nasıl Uygulanır?

  1. Değerlendirme: Uzman tarafından saç derisi ve saç kökleri analiz edilir.
  2. Özel Karışım Hazırlığı: Kişiye özel mezoterapi karışımı hazırlanır.
  3. Uygulama: Mikro iğneler yardımıyla saç derisine enjeksiyon yapılır.
  4. Seans Süresi: İşlem genellikle 20-30 dakika sürer.
  5. Seans Aralığı: Haftada bir veya iki haftada bir olmak üzere birkaç seans gereklidir.

Sonuçlar Ne Zaman Görülür?

  • İlk seanslardan itibaren saçlarda parlaklık ve güçlenme fark edilir.
  • 4-6 seans sonrasında dökülmede azalma ve saçların yoğunlaşması gözlemlenir.

Saç Mezoterapisinin Yan Etkileri Var mı?

İşlem genellikle güvenli ve yan etkisizdir. Ancak uygulama sonrası hafif kızarıklık veya hassasiyet oluşabilir, bu etkiler kısa sürede geçer.


Neden Saç Mezoterapisi?

Saç mezoterapisi, doğal bir çözüm arayanlar için ideal bir yöntemdir. Saç dökülmesine kalıcı ve etkili bir çözüm sunarken, saçlarınıza ihtiyacı olan bakımı sağlayarak daha dolgun ve sağlıklı bir görünüme kavuşmanıza yardımcı olur.

Saçlarınızın sağlığına yatırım yapın, kendinizi daha iyi hissedin! 😊

Leke Mezoterapisi Nedir?

Leke mezoterapisi, ciltte oluşan güneş lekeleri, akne izleri, yaşlılık lekeleri ve melazma gibi renk düzensizliklerini hafifletmek için uygulanan etkili bir cilt tedavi yöntemidir. Bu yöntemde, vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve cilt açıcı ajanlardan oluşan özel bir karışım mikro enjeksiyonlarla cilt altına uygulanır. Bu işlem, leke oluşumunu azaltırken cilt tonunu eşitler ve cilde daha parlak bir görünüm kazandırır.

Leke mezoterapisi, cildin alt tabakalarına doğrudan etki ederek, lekelerin giderilmesini hızlandırır. Aynı zamanda cildin yenilenme sürecini destekler ve pigment üretimini dengeleyerek leke oluşumunun önüne geçer.

Kimler Leke Mezoterapisi Yaptırabilir?

Leke mezoterapisi, aşağıdaki durumları yaşayan bireyler için uygundur:

  • Güneş lekeleri, melazma veya yaşlılık lekeleri bulunanlar,
  • Akne sonrası ciltte iz veya renk düzensizliği yaşayanlar,
  • Cilt tonunu eşitlemek ve parlak bir görünüm elde etmek isteyenler,
  • Cerrahi müdahale olmadan lekelerle mücadele etmek isteyenler.

Her yaş grubuna uygun olan bu yöntem, kadın ve erkeklerde güvenle uygulanabilir.

Leke Mezoterapisi Nasıl Yapılır?

Leke mezoterapisi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İşlem şu adımlardan oluşur:

  1. Cilt Temizliği: İlk olarak, cilt temizlenir ve işlem bölgesi lokal anestezik bir krem ile uyuşturulur.
  2. Mezoterapi Uygulaması: Hazırlanan özel karışım, mikro enjeksiyonlar ile cildin leke bulunan bölgelerine enjekte edilir. Bu süreç genellikle 20-30 dakika sürer.

Tedavi genellikle 2-4 hafta aralıklarla 4-6 seans olarak uygulanır. Seans sayısı, ciltteki lekenin yoğunluğuna ve kişinin ihtiyacına göre değişir.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İlk 24 saat cilde herhangi bir makyaj uygulanmamalıdır.
  • İşlemden sonra mutlaka yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanılmalıdır.
  • Aşırı sıcak ortamlar (hamam, sauna) ve doğrudan güneş ışığından kaçınılmalıdır.
  • Bol su tüketimi ile cildin yenilenme süreci desteklenebilir.

İşlem sonrası ciltte hafif kızarıklık veya hassasiyet olabilir; bu etkiler kısa sürede kendiliğinden geçer.

Leke Mezoterapisinin Avantajları

  • Cilt tonunu eşitler: Renk düzensizliklerini gidererek cilt tonunu dengeler.
  • Lekeleri hafifletir: Güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri ve akne izlerini azaltır.
  • Cilt yenilenmesini destekler: Hücre yenilenmesini hızlandırarak cilde parlaklık kazandırır.
  • Doğal bir görünüm sunar: Ciltte kalıcı bir değişiklik olmadan lekelerin azalmasını sağlar.
  • Ameliyatsız bir yöntemdir: Güvenli ve minimal invaziv bir tedavi seçeneğidir.

Leke Mezoterapisi ile Pürüzsüz ve Parlak Bir Cilt

Leke mezoterapisi, cildinize ihtiyacı olan bakımı sağlayarak renk düzensizliklerini hafifletir ve cilt tonunuzu eşitler. Lekelerin görünümünü azaltan ve cildi yenileyen bu yöntem, cilt sağlığını korumanın yanı sıra doğal ve parlak bir görünüm sunar.

Göz çevresi mezoterapisi, göz çevresindeki ince kırışıklıkları, koyu halkaları ve şişlikleri azaltmak için uygulanan bir cilt yenileme yöntemidir. Hyaluronik asit, vitaminler, amino asitler ve antioksidanlardan oluşan özel bir karışım, mikro enjeksiyonlarla göz çevresine uygulanır. Bu işlem, cildin alt tabakalarına etki ederek hücre yenilenmesini hızlandırır, kan dolaşımını artırır ve göz çevresinin daha genç ve dinlenmiş görünmesini sağlar.

Yaşlanma, stres, genetik faktörler ve çevresel etkiler, göz çevresinde hassasiyet, elastikiyet kaybı ve yorgun bir görünüm yaratabilir. Göz çevresi mezoterapisi, bu sorunlara doğal ve etkili bir çözüm sunar.

Kimler Göz Çevresi Mezoterapisini Tercih Etmeli?

Göz çevresi mezoterapisi, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:

  • Gözaltı morlukları ve koyu halkalardan şikâyetçi olanlar,
  • Göz çevresinde ince kırışıklıkları bulunanlar,
  • Gözaltında torbalanma veya şişlik problemi yaşayanlar,
  • Göz çevresine canlılık ve tazelik kazandırmak isteyenler.

Bu yöntem, kadın ve erkek herkese uygulanabilir. Özellikle cerrahi müdahale olmadan doğal bir görünüm isteyen bireyler için etkili bir seçenektir.

Göz Çevresi Mezoterapisi Nasıl Yapılır?

İşlem, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İlk olarak göz çevresi temizlenir ve lokal anestezik krem uygulanır. Ardından, göz çevresine özel olarak hazırlanan mezoterapi karışımı mikro enjeksiyonlarla cilt altına enjekte edilir. İşlem süresi genellikle 20-30 dakika sürer.

Tedavi genellikle 3-4 hafta arayla 4-6 seans şeklinde uygulanır. Seans sayısı ve içerik, kişinin cilt ihtiyacına ve sorunlarına göre planlanır.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

  • İşlem sonrası ilk 24 saat makyaj yapılmamalıdır.
  • Güneş koruyucu kullanılarak bölge korunmalıdır.
  • İlk birkaç gün aşırı sıcak ortamlardan (hamam, sauna) uzak durulmalıdır.
  • Hafif şişlik ve kızarıklık olabilir; bu etkiler kısa sürede kendiliğinden geçer.

Göz Çevresi Mezoterapisinin Avantajları

  • Koyu halkaları azaltır: Göz çevresindeki morlukların ve renk düzensizliklerinin görünümünü hafifletir.
  • İnce kırışıklıkları giderir: Göz çevresindeki ince çizgileri doldurarak daha genç bir görünüm sağlar.
  • Şişlik ve torbalanmayı azaltır: Göz çevresindeki ödemi giderir ve şişlikleri hafifletir.
  • Nem kazandırır: Hyaluronik asit ve diğer besleyici içerikler, cildin nem seviyesini artırır.
  • Ameliyatsız bir çözümdür: Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan etkili sonuçlar sunar.

Göz Çevresi Mezoterapisi ile Daha Dinamik Bir Görünüm

Göz çevresi, yüzün en hassas ve dikkat çeken bölgelerinden biridir. Yorgun ve yaşlı bir görünüm, kişinin genel ifadesini olumsuz etkileyebilir. Göz çevresi mezoterapisi, bu bölgeye canlılık ve tazelik kazandırarak daha genç ve dinamik bir görünüm sunar.

Altın İğne Nedir?

Altın iğne tedavisi, mikro iğneler yardımıyla cildin alt katmanlarına radyofrekans enerjisi ileterek cilt yenilenmesini sağlayan bir estetik uygulamadır. Bu yöntem, ciltte kolajen ve elastin üretimini artırarak daha sıkı, pürüzsüz ve genç bir cilt görünümü sağlar. Mikro iğneler altın kaplama olduğu için, uygulama sırasında cilde zarar verilmez ve alerjik reaksiyon riski minimum düzeyde tutulur.

Bu yenilikçi yöntem, cildin kendini onarma mekanizmasını harekete geçirir. Gözenek sıkılaştırma, ince kırışıklıkların giderilmesi, cilt tonu eşitleme ve akne izlerinin tedavisi gibi birçok farklı amaçla kullanılabilir.

Kimler Altın İğne Tedavisini Tercih Etmeli?

Altın iğne tedavisi, aşağıdaki cilt problemlerini yaşayan bireyler için uygundur:

  • Ciltte elastikiyet kaybı ve sarkma,
  • Akne izleri ve diğer cilt lekeleri,
  • İnce çizgiler ve kırışıklıklar,
  • Genişlemiş gözenekler,
  • Cilt tonunda düzensizlik veya matlık,
  • Hamilelik veya kilo alıp verme sonrası oluşan çatlaklar.

Her yaştan ve cilt tipinden bireyler için güvenle uygulanabilen bu yöntem, cilt sağlığını iyileştirirken doğal bir görünüm sunar.

Altın İğne Nasıl Uygulanır?

Altın iğne uygulaması steril bir ortamda gerçekleştirilir. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik krem sürülerek bölge uyuşturulur. Ardından, altın kaplama mikro iğnelerle cildin altına radyofrekans enerjisi iletilir.

İşlem süresi genellikle 30-45 dakika arasında değişir. Ciltteki sorunların boyutuna göre 3-4 hafta aralıklarla birkaç seans yapılması önerilir.

Altın İğne Tedavisinden Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İşlemden sonra ciltte hafif kızarıklık ve hassasiyet olabilir; bu durum birkaç saat içinde kendiliğinden geçer.
  • Güneş koruyucu kullanılarak cilt güneş ışınlarından korunmalıdır.
  • İlk birkaç gün makyaj yapmaktan ve cildi tahriş edebilecek ürünlerden kaçınılmalıdır.

Altın İğne Tedavisinin Avantajları

  • Kolajen üretimini artırır: Cilt altındaki kolajen üretimini tetikleyerek sıkı ve genç bir görünüm sağlar.
  • Gözenekleri sıkılaştırır: Genişlemiş gözeneklerin görünümünü azaltır.
  • İzleri hafifletir: Akne ve çatlak izlerinin görünümünü belirgin şekilde azaltır.
  • Cilt tonunu eşitler: Renk düzensizliklerini gidererek cilde parlaklık kazandırır.
  • Ameliyatsız bir çözümdür: Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan etkili sonuçlar sunar.

Altın İğne ile Daha Sağlıklı ve Genç Bir Cilt

Altın iğne, cildinizde fark edilir bir iyileşme ve yenilenme sağlar. Bu yöntemle cildiniz daha sıkı, pürüzsüz ve genç bir görünüm kazanır. Akne izleri, kırışıklıklar veya sarkma gibi cilt sorunlarınızdan kurtulmak için altın iğne tedavisini güvenle tercih edebilirsiniz.

El Gençlik Aşısı Nedir?

El gençlik aşısı, ellerde yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan nem kaybını, ince kırışıklıkları ve cilt elastikiyetindeki azalmayı tedavi etmek için kullanılan yenilikçi bir yöntemdir. Hyaluronik asit, vitaminler, amino asitler ve antioksidanlardan oluşan özel bir karışım, cilt altına enjekte edilerek ellerin daha genç ve dolgun bir görünüme kavuşmasını sağlar.

Eller, yaşlanmanın etkilerini en hızlı gösteren bölgelerden biridir. El gençlik aşısı, bu etkileri azaltarak ellerin doğal parlaklığını ve pürüzsüz yapısını geri kazandırır.

Kimler El Gençlik Aşısını Tercih Etmeli?

El gençlik aşısı, aşağıdaki sorunları yaşayan bireyler için uygundur:

  • Ellerde nem kaybı ve kuruluk,
  • İnce kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı,
  • Damarların belirginleşmesi,
  • Ciltte matlaşma ve yaşlanma belirtileri,
  • Ellerin genel görünümünü iyileştirmek isteyenler.

Bu yöntem, hem kadınlar hem de erkekler için güvenli ve etkili bir çözüm sunar.

El Gençlik Aşısı Nasıl Uygulanır?

El gençlik aşısı işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İlk olarak eller temizlenir ve lokal anestezik bir krem uygulanarak işlem bölgesi uyuşturulur. Daha sonra, hyaluronik asit ve diğer besleyici maddeler içeren karışım mikro enjeksiyonlarla ellerin alt tabakasına enjekte edilir.

İşlem süresi genellikle 20-30 dakika arasında değişir. Genellikle 2-4 hafta aralıklarla 3-4 seanslık bir uygulama önerilir. Seanslar, kişinin el yapısına ve ihtiyacına göre planlanır.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İlk 24 saat boyunca ellerin yoğun temas edeceği işlemlerden kaçınılmalıdır.
  • Cilt bariyerini korumak için nemlendirici kullanılabilir.
  • Güneşe maruz kalmaktan kaçınılmalı ve güneş koruyucu krem kullanılmalıdır.
  • Aşırı sıcak ortamlardan (hamam, sauna) uzak durulmalıdır.

El Gençlik Aşısının Avantajları

  • Ellerin nem dengesini sağlar: Hyaluronik asit ve besleyici içerikler, elleri derinlemesine nemlendirir.
  • Kırışıklıkları azaltır: İnce çizgilerin görünümünü hafifletir ve cilde dolgunluk kazandırır.
  • Cilt elastikiyetini artırır: Kolajen üretimini destekleyerek daha sıkı bir görünüm sağlar.
  • Doğal ve sağlıklı bir görünüm sunar: Ellerdeki yaşlanma belirtilerini azaltırken doğal bir sonuç elde edilir.
  • Ameliyatsız bir yöntemdir: Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan etkili sonuçlar sunar.

El Gençlik Aşısı ile Daha Genç Görünen Eller

Eller, yaşlanmanın ilk belirtilerinin ortaya çıktığı bölgelerdendir. El gençlik aşısı sayesinde ellerinizdeki yaşlanma belirtilerini geride bırakabilir ve daha genç bir görünüme kavuşabilirsiniz. Bu yöntem, ellerinize ihtiyacı olan nemi kazandırarak onları yumuşak, parlak ve sağlıklı hale getirir.

Mineral Aşı Nedir?

Mineral aşı, cildin ihtiyaç duyduğu mineralleri, hyaluronik asit, vitaminler ve amino asitlerle birleştirerek cilt altına enjekte edilen yenilikçi bir tedavi yöntemidir. Cilt yenilenmesini destekleyen bu işlem, özellikle elastikiyet kaybını gidermek, cilt tonunu eşitlemek ve nem seviyesini artırmak için kullanılır. Mineral aşı, cildin doğal yapısını güçlendirirken yaşlanma belirtilerini hafifletir ve daha sağlıklı bir görünüm kazandırır.

Cildin maruz kaldığı dış etkenler, güneş ışınları, stres ve yaşlanma süreciyle birlikte minerallerin eksilmesi sonucu cilt matlaşır ve yıpranır. Mineral aşı, cildi içeriden destekleyerek bu kayıpları telafi eder.

Kimler Mineral Aşı Yaptırabilir?

Mineral aşı, cilt sağlığını ve görünümünü iyileştirmek isteyen herkes için uygundur. Özellikle:

  • Ciltte kuruluk ve nem kaybı yaşayanlar,
  • Mat ve yorgun cilt görünümüne sahip bireyler,
  • Elastikiyet kaybı ve ince kırışıklıklarla mücadele edenler,
  • Cilt tonunu dengelemek ve parlaklık kazandırmak isteyenler,
  • Yaşlanma belirtilerini hafifletmek isteyenler için ideal bir çözümdür.

Bu tedavi yöntemi, her yaş grubuna ve cilt tipine uygun olarak uygulanabilir.

Mineral Aşı Nasıl Uygulanır?

Mineral aşı tedavisi, steril bir ortamda, uzman bir doktor tarafından yapılır. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik bir krem sürülerek bölge uyuşturulur. Daha sonra, mineral açısından zengin karışım ince uçlu iğnelerle cilt altına enjekte edilir.

İşlem süresi genellikle 20-30 dakika sürer ve 3-4 hafta arayla 3-4 seans şeklinde uygulanır. Seans sayısı ve aralığı, kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre belirlenir.

İşlem Sonrası Süreç ve Öneriler

  • İşlem sonrası hafif kızarıklık ve hassasiyet oluşabilir; bu durum genellikle birkaç saat içinde kendiliğinden geçer.
  • İlk 24 saat boyunca cilt üzerine makyaj yapılmamalıdır.
  • Güneş koruyucu kullanılarak cilt güneş ışınlarından korunmalıdır.
  • Cilt bariyerini korumak için nemlendirici kullanımı önerilir.

Mineral Aşının Avantajları

  • Cildi derinlemesine nemlendirir: Hyaluronik asit içeriği, cildin nem dengesini sağlar.
  • Parlaklık kazandırır: Yorgun ve mat görünümü ortadan kaldırarak ciltte sağlıklı bir ışıltı oluşturur.
  • Kırışıklıkları hafifletir: İnce çizgilerin görünümünü azaltır ve elastikiyet kazandırır.
  • Cilt tonunu eşitler: Pigmentasyon sorunlarını hafifletir ve daha homojen bir görünüm sağlar.
  • Doğal bir çözüm sunar: Cilt yapısına zarar vermeden etkili bir bakım sağlar.

Mineral Aşı ile Cildinizi Canlandırın

Cildin sağlıklı, parlak ve genç görünmesi, düzenli bakım ve destekle mümkün olur. Mineral aşı, cildinize ihtiyaç duyduğu mineralleri ve besinleri sunarak doğal bir yenilenme sağlar. Özellikle yoğun iş temposu ve çevresel faktörlerin yıprattığı cildinizi yeniden canlandırmak için mineral aşı mükemmel bir seçenektir.

Kolajen Aşısı Nedir?

Kolajen aşısı, cildin alt tabakalarına kolajen takviyesi sağlayarak cilt sıkılığını, elastikiyetini ve genç görünümünü artıran bir estetik uygulamadır. Yaş ilerledikçe cildin kolajen üretimi azalır, bu da cildin elastikiyet kaybına, ince kırışıklıkların oluşmasına ve genel olarak yorgun bir görünüme neden olur. Kolajen aşısı, bu süreci tersine çevirmeyi amaçlar.

Uygulama sırasında cilt altına enjekte edilen kolajen, cilt hücrelerini uyararak kendi kolajen üretimini tetikler. Bu işlem, cildin yeniden yapılanmasını destekler ve daha genç, sağlıklı bir görünüm sağlar.

Kimler Kolajen Aşısını Tercih Etmeli?

Kolajen aşısı, cilt sağlığını ve görünümünü iyileştirmek isteyen bireyler için uygundur. Özellikle:

  • Ciltte elastikiyet kaybı yaşayanlar,
  • İnce kırışıklıkların ve sarkmaların görünümünü azaltmak isteyenler,
  • Nem kaybından şikâyetçi olanlar,
  • Cilt tonunu iyileştirmek ve daha canlı bir görünüm elde etmek isteyenler,
  • Yaşlanma belirtilerine karşı etkili bir çözüm arayanlar bu tedaviden faydalanabilir.

Hem kadınlara hem de erkeklere uygulanabilen kolajen aşısı, her yaş grubuna hitap eden bir yöntemdir.

Kolajen Aşısı Nasıl Uygulanır?

Kolajen aşısı, steril bir ortamda, uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik bir krem sürülerek uygulama bölgesi uyuşturulur. Daha sonra, kolajen içeren özel bir karışım, ince uçlu iğneler yardımıyla cilt altına enjekte edilir.

İşlem genellikle 20-30 dakika sürer. Gençleşme etkisini tam olarak görmek için genellikle 2-4 hafta aralıklarla 3-4 seans uygulanması önerilir. Bu tedavi, kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre planlanır.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İlk 24 saat boyunca makyaj yapmaktan ve cildi tahriş edebilecek işlemlerden kaçınılmalıdır.
  • Güneşe çıkarken mutlaka güneş koruyucu kullanılmalıdır.
  • Cildi nemlendiren ve besleyen ürünler tercih edilmelidir.
  • İlk birkaç gün aşırı sıcak (sauna, hamam) ortamlardan uzak durulmalıdır.

Kolajen Aşısının Avantajları

  • Cilt sıkılığını artırır: Elastikiyet kaybını azaltarak daha sıkı bir görünüm sağlar.
  • Kırışıklıkları hafifletir: İnce çizgilerin görünümünü belirgin şekilde azaltır.
  • Nem dengesi sağlar: Hyaluronik asit içeriğiyle cildi derinlemesine nemlendirir.
  • Doğal kolajen üretimini tetikler: Cildin kendi kolajen üretimini uyararak kalıcı etkiler sunar.
  • Cilt tonunu eşitler: Renk düzensizliklerini gidererek cilde parlaklık kazandırır.

Kolajen Aşısı ile Daha Genç Bir Cilt

Kolajen aşısı, cildinize ihtiyacı olan gençliği ve tazeliği geri kazandıran etkili bir tedavi yöntemidir. Cildinizin sıkı, parlak ve canlı görünmesini sağlarken doğal kolajen üretimini artırır. Yüz, boyun, dekolte ve eller gibi farklı bölgelere de uygulanabilen bu yöntem, yaşlanma belirtileriyle mücadelede güçlü bir destek sunar.

Monaco İşlemi Nedir?

Monaco işlemi, cilt yenileme ve sıkılaştırma amacıyla geliştirilen bir medikal estetik yöntemidir. Mikro iğneler ve radyofrekans enerjisinin birleşimiyle cildin alt katmanlarına kontrollü ısı iletilerek kolajen ve elastin üretimini artırır. Bu yenilikçi işlem, ciltteki ince çizgilerin, sarkmaların ve lekelerin görünümünü azaltırken cildin daha genç, sıkı ve parlak görünmesini sağlar.

Monaco işlemi, cilt yüzeyine zarar vermeden alt katmanları uyarır. Bu sayede cildin kendini onarma mekanizması aktif hale gelir ve doğal bir yenilenme süreci başlar.

Kimler Monaco İşlemini Tercih Etmeli?

Monaco işlemi, cilt yenileme ve gençleştirme hedefleyen herkes için uygundur. Özellikle:

  • Ciltte elastikiyet kaybı ve sarkma yaşayanlar,
  • İnce kırışıklıklardan şikâyetçi olanlar,
  • Genişlemiş gözeneklerini küçültmek isteyenler,
  • Akne izleri veya cilt lekelerinden rahatsız olanlar,
  • Cilt tonunu eşitlemek ve parlaklık kazanmak isteyenler,
  • Yaşlanma belirtilerine karşı etkili bir çözüm arayanlar bu işlemi tercih edebilir.

Hem kadınlar hem de erkekler için güvenli bir uygulama olan Monaco işlemi, yüz, boyun ve dekolte bölgeleri dahil birçok alanda etkili sonuçlar sunar.

Monaco İşlemi Nasıl Uygulanır?

Monaco işlemi, steril bir ortamda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilir. İşlem sırasında:

  1. Cilt Hazırlığı: İşlem öncesinde cilt temizlenir ve lokal anestezik krem uygulanır.
  2. Uygulama: Mikro iğneler ve radyofrekans enerjisi cilt yüzeyine zarar vermeden alt tabakalara iletilir. Bu süreç, cildin derin katmanlarını uyararak kolajen ve elastin üretimini artırır.
  3. Son Dokunuş: İşlem tamamlandıktan sonra cilde yatıştırıcı bir krem uygulanır.

İşlem genellikle 30-45 dakika sürer ve 3-4 hafta arayla birkaç seans önerilir. Seans sayısı, kişinin cilt yapısına ve ihtiyaçlarına göre belirlenir.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İlk 24 saat boyunca cilt üzerine makyaj yapılmamalıdır.
  • Güneş koruyucu kullanılarak cilt güneş ışınlarından korunmalıdır.
  • Cildi nemlendiren ve besleyen ürünler kullanılabilir.
  • İlk birkaç gün aşırı sıcak ortamlardan (hamam, sauna) kaçınılmalıdır.

Monaco İşleminin Avantajları

  • Cilt sıkılaştırır: Kolajen üretimini artırarak cildin daha sıkı görünmesini sağlar.
  • İnce kırışıklıkları azaltır: Yüzeysel kırışıklıkları giderir ve cilde genç bir görünüm kazandırır.
  • Gözenekleri küçültür: Genişlemiş gözeneklerin görünümünü hafifletir.
  • Akne izlerini hafifletir: Akne ve diğer cilt izlerinin görünümünü azaltır.
  • Cilt tonunu eşitler: Pigmentasyon problemlerini hafifletir ve ciltteki renk farklılıklarını giderir.

Monaco İşlemi ile Daha Sağlıklı ve Genç Bir Cilt

Monaco işlemi, cildinizin doğal yenilenme sürecini destekleyen ve uzun süreli etkiler sunan yenilikçi bir yöntemdir. Cildinizin sıkı, parlak ve pürüzsüz görünmesini sağlarken, yaşlanma belirtileriyle etkili bir şekilde mücadele eder.

Dermal Filler Nedir?

Dermal filler (dolgu), yüz hatlarını belirginleştirmek, ciltteki kırışıklıkları gidermek ve hacim kaybını telafi etmek için kullanılan hyaluronik asit veya benzeri maddeler içeren bir estetik dolgu yöntemidir. Cilt altına enjekte edilerek, yüzün doğal yapısına zarar vermeden genç ve estetik bir görünüm kazandırır. Yüz hatlarını yeniden şekillendirmek ve cilde dolgunluk kazandırmak için ameliyatsız bir seçenek sunar.

Bu yöntem; yüz hatlarını belirginleştirme, dudak dolgunlaştırma, nazolabial çizgilerin hafifletilmesi ve ciltteki elastikiyet kaybını gidermek gibi birçok alanda etkili bir çözümdür.

Kimler Dermal Filler Yaptırabilir?

Dermal filler, yaşlanma belirtilerini hafifletmek veya yüz hatlarını geliştirmek isteyen bireyler için uygundur. Özellikle:

  • Çene hattını belirginleştirmek ve yüz hatlarını keskinleştirmek isteyenler,
  • Dudaklarını dolgunlaştırmak ve şekillendirmek isteyenler,
  • Nazolabial çizgiler ve diğer yüz kırışıklıklarından şikâyet edenler,
  • Yüz hacmini kaybetmiş ve daha dolgun bir görünüm isteyenler,
  • Cerrahi müdahale olmadan estetik bir görünüm arayanlar bu uygulamadan faydalanabilir.

Bu yöntem, her yaştan bireyler için güvenle uygulanabilir ve yüz hatlarını geliştirmek isteyen erkekler için de uygundur.

Dermal Filler Nasıl Uygulanır?

Dermal filler işlemi, uzman bir doktor tarafından steril bir ortamda gerçekleştirilir. İşlem sırasında şu adımlar izlenir:

  1. Bölgenin Hazırlanması: Uygulama yapılacak alan temizlenir ve lokal anestezik bir krem uygulanır.
  2. Dolgu Uygulaması: İnce uçlu iğneler veya kanüller yardımıyla dolgu maddesi, hedef bölgelere enjekte edilir.
  3. Şekillendirme: Dolgu malzemesi, yüz hatlarına uyumlu bir şekilde dağıtılır ve istenilen görünüm elde edilir.

İşlem genellikle 20-30 dakika sürer. Etkisi hemen fark edilir ve kişi sosyal hayatına aynı gün dönebilir.

İşlem Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

  • İlk 24 saat boyunca uygulama bölgesine dokunmaktan ve baskı yapmaktan kaçınılmalıdır.
  • İşlem sonrası hafif şişlik ve kızarıklık oluşabilir; bu etkiler genellikle birkaç gün içinde geçer.
  • Güneşten korunmalı ve yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanılmalıdır.
  • İlk birkaç gün ağır spor ve aşırı sıcak (hamam, sauna) gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır.

Dermal Fillerin Avantajları

  • Hızlı sonuç verir: İşlem sonrasında sonuçlar hemen fark edilir.
  • Ameliyatsız bir çözüm sunar: Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan estetik görünüm sağlar.
  • Doğal bir görünüm sağlar: Yüz hatlarınızı geliştirirken doğal bir sonuç elde edilir.
  • Uzun süreli etkiler sunar: Dermal fillerler, kullanılan malzemeye bağlı olarak 6-18 ay arasında kalıcılık gösterir.
  • Esneklik sunar: Yüzün farklı bölgelerinde (çene, yanak, dudak, nazolabial çizgiler) etkili bir şekilde kullanılabilir.

Dermal Filler ile Daha Genç ve Çekici Bir Yüz

Dermal filler, cildinize ve yüz hatlarınıza hacim kazandırmanın, kırışıklıkları gidermenin ve genel görünümünüzü iyileştirmenin ameliyatsız bir yoludur. Güvenli, hızlı ve etkili olan bu yöntem, cildinizin doğal yapısını koruyarak genç bir görünüm elde etmenize yardımcı olur.

Diğer Uygulamalarımız